BDP’Lİ AHMET BARDAK NEDEN İSTİFA ETTİ?
İki dil, iki bayrak söylemleriyle siyasetin gündeminde yeni bir tartışma boyutu yaratan BDP’nin, bir taraftan seçim hazırlıklarını yürütürken, diğer taraftan da kendi iç sorunlarıyla baş edemez durumda olduğu bildiriliyor. Gerek mali sorunlar, yolsuzluklar, gerekse üyeler arasındaki çıkar çatışmaları nedeniyle iş veriminin son derece düştüğü partide, gün geçtikçe artan üye kayıpları da ayrı bir sorun olarak sıkıntı yaratıyor.
Son günlerde yaşanan yeni bir istifa haberi, BDP’yi epeyce sarsmışa benziyor. BDP Siirt Gökçebağ Beldesi Belediye Başkanı Ahmet Bardak’ın, partiden istifa ettiği ve nedeninin de açıklanmadığına dair haberler basın organlarına bomba gibi düşerken, olayın arkasında yatan gerçekler herkes tarafından merak ediliyor. Partili çevrelerde konuşulanlara göre, Ahmet Bardak’ın ailesi ile Esat Üzüm adlı şahsın ailesi arasında kan davasının mevcut olduğu söyleniyor.
Esat Üzüm’ün, PKK’nın kurulduğu günden bu yana örgüte müzahir bir şahıs olduğu ve olayların kan davasına dönüşmesini istemeyerek parti tarafından çözülmesini beklediği, hatta Üzüm ailesinin Ahmet Bardak’ın BDP tarafından Gökçebağ Belediye Başkanlığı’na aday gösterilmesine bile destek verdiği, ancak buna rağmen Bardak’ın Belediye Başkanı seçildikten sonra Üzüm Ailesine karşı düşmanca bir tutum sergilemeye başladığı ve elindeki yetkileri de kullanmak suretiyle daha önce Üzüm ailesi tarafından öldürülen yeğeninin intikamını almaya çalıştığı, bu arada Ahmet Bardak’ın oğlu Nail Bardak’ın, Esat Üzüm’ün kardeşi Abdullah Üzüm adlı şahsı öldürdüğü kaydediliyor. Ahmet Bardak’ın, partinin barışçıl tutumuna tamamen ters bir politika izleyip tüm arabuluculuk tekliflerini reddetmesi ise, kan davasının başlaması için tuz biber oluyor. Ayrıca Nail Bardak’ın, adam öldürmek, Esat Üzüm’ün ise adam öldürmek ve uyuşturucu madde kaçakçılığı suçlarından sabıkaları bulunurken, Üzüm Ailesi mensuplarının partinin almış olduğu kararlar doğrultusunda hareket ettiği bilindiğinden, partinin olayı çözmesi ve Bardak’ın görevden uzaklaştırılması konusunda üst yönetime baskı yaptığı da iddia ediliyor.
Halkın çıkarlarını en üst seviyede gözetmek için seçilmiş kişiler ve Meclis’e girmiş bir partinin mensupları arasında yaşananlar hiç de yenilir yutulur cinsten şeyler değil gibi görünüyor. Aşağı yukarı üyelerinin büyük çoğunluğunun sabıkası olduğu bilinen bir partinin demokratiklik kuralları çerçevesinde temsiliyet yetkisini ne derece kullanabileceği konusunda şüpheler bulunuyor. BDP siyasi parti mi yoksa suç örgütü mü önce buna karar vermek gerekiyor. Seçimlerin yaklaştığı şu günlerde BDP’ye oy vereceklerin son bir kez daha düşünüp öyle karar vermeleri, kendi gelecekleri açısından daha hayırlı görülüyor.
Helin Demir
helindem@mynet.com
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle