En Sıcak Konular

Ersoy Yıldız

Geniş Açı
Ersoy Yıldız
4 Mart 2015

Parlementer Sistemin Neyini Beğenmiyoruz



      Aslında malum olan bir şey var. İster parlamenter sistemler olsun; ister başkanlık sistemi olsun; isterse ikisinin melezi,  yarı başkanlık sistemleri olsun üçü de demokratik sistem kabul edilir. Daha doğrusu, üç sistemin de demokrasilere uygunluğu açısından fark göremiyorum. Mesela, ABD, başkanlık sistemi ile yönetilir ve demokratik sistemdir. Hatta diyebilirim ki, diğer sistemlere göre ayakları üzerine sağlam basan bir sistemdir. Fransa, yarı başkanlık sistemi ile yönetilir ve demokratik sistemdir. İngiltere, Almanya, Türkiye gibi ülkeler parlamenter sistem ile yönetilir hem de demokratik sistemlerdir. 

      Bilindiği gibi, sistemlerle ilgili yoğun tartışılan konulardan biri;  “başkanlık sistemine geçelim mi, geçmeyelim mi” tartışmasıdır. Bence böyle bir tartışma sürecinde önemli bir eksiklik ve hata bulunuyor. Şöyle ki; tartışmanın asıl odak konusu,  başkanlık sistemi yerine öncelikli olarak mevcut parlamenter sistem olmalıydı. Fakat, toplumsal bazda parlamenter sistemin kendisi çok tartışılmadı gibi. İddia edebilirim ki, tartışma yapanların büyük çoğunluğunun; başkanlık sistemi bir tarafa, parlamenter sistemleri bildikleri bile kuşkuludur. Dolayısıyla, parlamenter sistemin güçlü ve zayıf yönlerini toplumsal bazda tam hatmetmeden, başkanlık sistemine balıklama dalmak, meselenin esasından uzaklaşmak olur. Bundan dolayı, “parlamenter sistemin neyini beğenmiyoruz” gibi bir yerden başlamak gerekirdi. 

     Sahiden sormak lazım: Parlamenter sistemin neyini beğenmiyoruz? Bence böyle bir soru birkaç yönden önemlidir. Bir kere, ta Sultan Abdülhamit döneminden beri gelen parlamenter sistem yerine; yabancısı olduğumuz, bir sistemden bahsediyoruz. İkincisi, tartışılırsa en azından parlamenter sistemin zayıf tarafları ortaya çıkar. Üçüncüsü, bu zayıf tarafların sistemin kendisinden mi yoksa uygulamadan mı kaynaklandığı ortaya çıkar. Dördüncüsü, zayıf tarafların tamir edilip edilemeyeceği ortaya çıkar. Beşincisi başka ülkelerdeki parlamenter sistemlerin nasıl başarı oldukları ortaya çıkar. Eğer bütün bunların dökümünde, ‘sistem değişmeli’ diye toplumsal konsensüs oluşsa, başkanlık sistemini tartışmak daha tutarlı olurdu. 

     Belki de, ‘ne gerek var bu kadar tartışmalara, değiştiririz olur biter’ gibi diyenler de çıkabilir. Fakat, bir şey söyleyeyim mi? Sistem değişikliği, beklentileri karşılayacağı garantisini vermez. İkinci ve en önemli tarafı da şu: Başkanlık sistemi sadece bir ülkede uygulanıyor. O da ABD başkanlık sistemidir. Diğer yerlerdeki başkanlık sistemleri değildir. Sadece adı başkanlıktır.  ABD başkanlık sisteminin bozulmuş şeklidir, ya da hiç alakasız bir tarafa sürüklenmiş şeklidir. Belki de, “Amerika başarıyor da biz niye başaramayacakmışız” itirazı gelebilir.  Fakat, o zaman da,  Amerika’yı yeniden keşfetmek gerekebilir. Çünkü, başkanlık sistemi oraya has bir sistemdir.  ABD’nin 1776 yılından beri gelen kuruluş felsefesidir. İkincisi ABD’de güçler dengesinin nasıl işlediğine bakmak gerekir. Mesela, başkan ile meclisler arasında denge nasıl yürür, bilen var mı? Birbirlerini nasıl dengelerler, biliniyor mu? Üçüncüsü, ABD’de parti yapılanmalarından, eyaletlere hatta lobilere kadar hemen her şeyin sistem ile bire bir ilişkisi bulunuyor. Mesela orada partiler nasıl yapılanma gösterir yeterince biliniyor mu?  İşte bunlardan dolayı da öncelikli olarak,  içinde bulunulan parlamenter sistemin iyi bilinmesi gerekiyor.



Bu yazı 1,146 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 8 Haziran 2015 Başkanlık Sistemi Tartışması Asıl Şimdi Başlamalıdır
    • 29 Mayıs 2015 Türkiyede Sistem Tartışması Bitmez
    • 19 Mayıs 2015 Demokrasi Yönünden Sistemler Farkı
    • 4 Mayıs 2015 3 Mayıs Türkçülük Bayramıydı
    • 1 Mayıs 2015 Amerikada Niçin Sistem Tartışması Yapılmaz?
    • 25 Nisan 2015 "Develeri Oynatmayın Beyler!"
    • 23 Nisan 2015 Cumhuriyet Mi Demokrasi Mi?
    • 21 Nisan 2015 Ermeni Meselesi Türkiye İçin Aşil Sendromu Olmamalıdır
    • 15 Nisan 2015 Osmanlı'da ve İran'da -Mezhep ve Devlet-
    • 11 Nisan 2015 Chp'nin İki Parmak Solundayız! (1946'lı Yıllar)
    • 10 Nisan 2015 Türkiyenin Siyasal Sistem Dönüşümleri (1923-1946 arası)
    • 8 Nisan 2015 Türkiyenin Siyasal Sistem Dönüşümleri (1)
    • 5 Nisan 2015 Savaşların Değişen Yüzü: Hibrit Savaşlar
    • 1 Nisan 2015 ABD Dünyanın Kontrolünü Kaybediyor Mu?
    • 28 Mart 2015 Yemen Üzerinden İranı Tartışmak
    • 26 Mart 2015 Başkanlık Sistemi mi?
    • 25 Mart 2015 Kumpaslı Mecazlar
    • 21 Mart 2015 Japonlar, Çocuklarına Hiroşima'yı ve Nagazaki'yi Niçin Gezdirir?
    • 19 Mart 2015 'Biz Anafartalara Bir Dar-ül Fünun (Üniversite) Gömdük'
    • 18 Mart 2015 Gençlerden Ecdada Mektup

    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,617 µs