En Sıcak Konular

DP KADIN KOLLAR BAŞKANI KAHVECİ ''AKP İKTİDARINDA KADIN''I MERCEK ALTINA ALDI

8 Haziran 2011 17:34 tsi
DP KADIN KOLLAR BAŞKANI KAHVECİ ''AKP İKTİDARINDA KADIN''I MERCEK ALTINA ALDI "Türkiye de resmi rakamlara göre, her gün ortalama 5 kadın hayatlarındaki erkekler tarafından herkesin gözleri önünde katlediliyor. Artık terörün farklı bir penceresi daha var. Kadına karşı terörün son bulması gerekiyor."

DP KADIN KOLLARI GENEL BAŞKANI AV.AYŞEGÜL DALKIR KAHVECİ YAPTIĞI AÇIKLAMADA "SEKİZ YIL TEK BAŞINA İKTİDAR OLAN AKP ‘NİN SÖYLEMLERİ KADINLAR ADINA ÖLÜMLE SONUÇLANDI " DEDİ.

Türkiye de resmi rakamlara göre, her gün ortalama 5 kadın hayatlarındaki erkekler tarafından herkesin gözleri önünde katlediliyor. Artık terörün farklı bir penceresi daha var. Kadına karşı terörün  son bulması gerekiyor. 2011 haziran seçimleri kadınlar adına  bunun için iyi bir fırsat.Kadına karşı işlenen cinayetlerin çoğunluğu bugün için boşanma ve ayrılma gibi sebepler öne sürülerek gerçekleştiriliyor.
Özellikle 8 Mart Dünya Kadınlar gününde Sayın Başbakan’ın “ 2002 yılından önce kadın cinayetleri ve şiddeti konusunda istatistik yoktu, aslında işlenen cinayetlerde bir artış yok"  diyerek  kendisinin ve iktidarının kadına bakış açısını savunması Türkiye’de yaşayan ve nüfusun % 50’den fazlasını oluşturan kadınlar adına bir faciadır.

Fakat istatistikler gösteriyor ki AKP iktidarından önce kadına karşı işlenen cinayetler yok denecek kadar az . AKP’nin iktidara gelmesi ile Sayın Başbakan ve partisinin kadına olan bakışında özellikle “ en az 3 çocuk yapın" , " kadınlar çalıştığı için erkeklerin işsiz kalmasına sebep oluyor" ve referandumdan sonra " başı açık kadınlar başı kapalıları desteklemiyor” gibi konuşmaları ve yok olduğu iddia edilen fakat gerçekte var olan ekonomik bozukluk ; işsiz olan evin reisini  eşine ve çocuklarına karşı şiddete itiyor.Sonuç olarak teröre verdiğimiz şehit sayısından fazla kadın cinayetleri ile  karşı karşıyayız.

İstatistiklere göz atarsak 2002 yılında ülkeyi sıfır terörle devralmış olan iktidar son dokuz yılda yapmış olduğu oy devşirme söylemleri ile maalesef 1076 vatandaşımızın ve güvenlik görevlimizin şehit edilmesine ses çıkartmamıştır.Özellikle Sayın Başbakan’ın şehitlere " kelle " diyerek yine bir şehit ailesi ziyaretinde " askerlik yan gelip yatma yeri değildir " şeklindeki söylemlerinin  bu manada tekrar hatırlatılmasını  şehit  anneleri  ve Türk kadınları adına doğru buluyorum. Sayın Başbakan’a göre yine böyle bir istatistik yoktur diyebilir.

2002 yılında 17 olan şehit sayısının yanında 66 kadınımız katledilmiş.

Yıl 2007  şehit sayımız 183 aynı yıl içerisinde katledilen kadın sayımız 1011 ‘e ulaşmış. Yani terörden beter bir tablo ile karşı karşıyayız.2008 yılında 222 terör kurbanı 806 kadın cinayeti gerçekleşmiş.   2009 yılında ise öldürülen kadın sayısı 953 ‘e ulaşmış.Aynı yıl teröre verdiğimiz şehit 101 ‘dir.  Bu tablo resmi verilere yansıyan , peki bilinmeyen kayıplarımız  ne olacak?

Artık kadına karşı şiddet sadece hamile bir kadının sokak ortasında katledilmesi şeklinde değil , hastane odasında devletin korumasında olan kadının kardeşleri tarafından katledilmesi, canlı olarak gömülerek katledilme, aile bireyleri tarafından  katlederek parçalara ayırma gibi bir çok vahşi cinayet şeklinde kadına karşı işleniyor.

Şu anda seçim meydanlarında hiçbir siyasi parti liderinin bu konuda bir açıklamasını duymuyoruz. Mecliste olan siyasi parti liderleri veya kadın vekiller şu ana kadar bu cinayetler karşısında hiçbir açıklama yapmadılar. Türkiye’nin % 53 nüfusu kadın ve seçimlerde iktidarı belkirleyici etkenlerden birincisi yine kadınlar. 

Eğer kadınlar mecliste temsil edilmezler ise yani oransal olarak bu oran % 50  rakamına ulaşmazsa cinayetler artarak devam edecek. Erkekler   kadınlara yönelik politika geliştirmekten çok uzaktır. İnsanın doğasına aykırı ; maalesef siyaset kurumu kadına karşı olan cinayetlere ses çıkartmayarak, cinayetlerin artmasına ve olağanlaşmasına sebep veriyor.

Türkiye’de “ Siyasette fiili eşitlik”i   ortaya koyan ve bunu her platformda, her TV programında konuşan kişiyim. Bu konuyu Anadolu’nun yirmi ayrı şehrinde basın toplantısı ve televizyonlara konuk olarak vatandaşlarımıza   izah ettim. Ve izah etmeye devam ediyorum. Toplum bu konuda eğitilmeli. Toplum olarak bu konuyu sahiplenmeliyiz. Hindistan’da % 33’lük siyasi temsil, Ruanda ve Güney Afrika örneklerine( yaklaşık %50 kadın temsili)  bakınca ; Cumhuriyetin kuruluşunda dünyada ikinci olan Türk kadını bugün için dünyada 134 ülke arasında 126. sırada. Bu şu demek: Kadın yok oluyor. Siyasette temsil edilmeyen kadın ; özel sektörde veya devlet kurumlarında temsil edilebilir mi ? Ayrıca kadınlar sadece seçme hakkına sahip değil ; aynı zamanda seçilme hakkına sahipler.

Kadınlar eğitilmeli ki meslek sahibi olsunlar.Kadın istihdam oranı % 24.Bu oranın yarısı ise kayıtdışı istihdam edilen ücretsiz geçimlik tarım işçisi.  Bakınız % 5’lik kadın istihdamında oluşacak olan artış bir ülke’de % 15 oranında yoksulluğu bitiriyor.Nüfusun yarısının kadınlardan oluştuğu bir toplumda kadınlar çalışmadan o ülkenin ilerlemesinden bahsedilebilir mi ?  Şu anda 6 milyon işsiz ve 13 milyon yoksul vatandaşın yaşadığı bir ülke haline geldik. Tarım istihdamı son dönemde 2.5 milyonluk azalma kaydetti. Nereye gidiyoruz ? Ne oluyoruz ? diye soran yok. 

Bugün siyasi partilerde yaşanan kadın aday sayısı artışı yine bizim söylemlerimiz ve açıklamalarımız sonucunda oldu. Her zaman ilkleri yapan Demokrat Misyon yine en fazla kadın aday ve seçilebilir yerlerde kadın adaylar göstererek bugün için bir ilki gerçekleştirmiştir.

2002-66     Kadın hayatını kaybederken terör yüzünden 17 canımızı kaybetmişiz.
2003-83     Kadın  hayatını kaybederken terör yüzünden 94 vatandaşımız hayatını kaybetmiş.
2004-164   Kadın hayatını kaybederken terör yüzünden 103 vatandaşımız hayatını kaybetmiş.                                                            
2005-317   Kadın hayatını kaybetmiş.Aynı yıl   135 güvenlik görevimizin hayatını terörle son bulmuş.
2006-663  Kadın vahşice hayatını kaybederken  149 güvenlik görevlimizi teröre kurban verdik.
2007-1011 Kadın öldürülürken   183 güvenlik görevlimiz maalesef terörün kurbanı olmuş.
2008-806   Kadın öldürülürken    222 güvenlik görevlimiz hayatını kaybetmiş.
2009-953   Kadın katledilmiştir.Bunun yanında   101 güvenlik görevimiz hayatını kaybetmiştir.
2002’de kayıtlara 66 olarak geçen kadın cinayeti sayısı her geçen yıl artarak 2007’de 1011 oldu.

Mahkemeler, karakollar, yasalar koruyamadığı için öldürülen kadınlar her gün haber bültenlerinde yer alıyor. Siyasi iktidarın ülkeyi yoksullaştırma ve dönüştürme başarısızlığının bedelini yoksullaşan halkın yanında en ağır şekilde canları ile ödeyenler maalesef kadınlarımız oluyor. Sayın Başbakan hep belediyeciliği ile övünür.Fakat maalesef nüfusu 50.000’i geçen belediyelerde kadın sığınma evleri zorunluluğu vardır. Türkiye’de bugün 5.000 tane sığınma evi olması gerekirken Türkiye genelinde sadece 52 kadın sığınma evi bulunurken, 50 ilde hiç sığınma evi yok. Yapılan araştırmalar kadınların neredeyse dörtte birinin şiddet mağduru olduğunu ortaya koyuyor.  

Türk Tabipleri Birliği'nin araştırmasına göre, 2010  yılının  ilk 7 ayında; 478 kadının tecavüze, 722 kadın tacize uğradığı; 6 bin 423 kadın ise aile içi şiddet nedeniyle hastaneye başvurduğu ortaya çıktı. Yani hastaneye başvuran kadınlar şiddet mağduru olarak başvuruyor. Ancak ne yasalar ne de mevcut sığınma evleri bu taleplere karşılık veremiyor. Yerel yönetimler yasasının 12. Maddesi'ne göre, nüfusu 50 bin olan yerlerde kadın sığınma evi kurulmalı denirken İnsan Hakları Anlaşması'na göre her 7500 kadın ve genç kızın yaşadığı yerde kadın sığınma evi açılması gerektiği vurgulanıyor. Fakat son dokuz yıldır Belediye ve Hükümet adına iktidarda olan AKP bu dönemde bunların hiç birisini gerçekleştirmemiş. Sonra çıkıp  kadınlara Pozitif ayırımcılıktan  bahsediyorlar.Hani nerede kadın sığınma evleri yapmamışlar.AKP ‘li belediyeler ve diğer partilerin belediyeleri maalesef kanuna karşı gelmişler.Haklarında görevi ihmal sebebi ile kadınlar tarafından dava açılması gerekiyor. Demek ki kanunda yer almasının bir önemi yok.Önemli olan uygulamada yer almasıdır. 

Resmi rakamlara göre, Türkiye genelinde 38'i devlet kurumlarına 14'ü özele ait olmak üzere toplamda 52 kadın sığınma evi bulunuyor.Mevcut kadın sığınma evleri ise yetersiz kalıyor. Her sığınma evinde ortalama 30 kişi kalabiliyor. Doluluk oranının yüzde 100'e ulaştığı bu evlerde mağdurlara yeterli ölçüde yardımcı olma noktasında sıkıntı yaşanıyor. Ve bir kadın sığınma evinde 3 aydan fazla kalamıyor. Hani büyüyen söz sahibi Türkiye. Hani demokrasi ? Maalesef AKP hükümeti sadece sözde demokrasiden bahseder.

Sadece Güneydoğu Anadolu bölgemizde; 2010 yılında bölgede öldürülen kadınların sayısı 72  olmuş.Yine 2010 yılı içerisinde 113 kadın intihar etmek sureti ile yaşamını yitirmiş, 73 kadın ise intihar teşebbüsünde bulunmuştur. Kadınlara yönelik taciz ve tecavüz olayları gündemdeki yerini korumaya devam ediyor . Kadınlarımızın 4 milyonu okuma yazma bilmiyor.Şimdi 2023 diye kendilerine ait olmayan bir fikri meydanlarda kullanıyorlar.Fakat bunun içerisinde kadın yok. O halde 2023 yılına kadar daha çok kadının öldürülmesi ve şiddete maruz bırakılması mı gerekiyor? 

12 Eylül referandumunda Kadına KARŞI POZİTİF AYRIMCILIK diyerek siyasi argüman olarak kadınların üzerinden oy aldılar. Bu tür konular halkımız tarafından çok derinlemesine bilinmiyor. 1985 yılında dönemin başbakanı ve  misyonumuzun liderlerinden rahmetli Özal döneminde çıkan bir kanun var. Anayasamızın 10.maddesi zaten kadın ve erkeğe eşitliği vermiş.Sonra Türkiye 26 sene önce 1985 yılında Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi'ni(CEDAW) imzalayarak  kadına karşı  pozitif uygulamayı ülke olarak kabul etmiş.1995 tarihli PEKİN DEKLARASYONU ile de kadın erkek eşitliğini sağlamaya yönelik somut politikalar gereçkleştirme yönünde adımlar atılımış.Yani var olan bir şeyi referandum sürecinde kadınlar üzerinden oy alabilmek için kullandılar. Peki referandumda kadına pozitif ayrımcılık konusuna evet dedik. Ne oldu ? HSYK’ ya yapılan atamalarda ve  Yargıtay,Danıştay atamalarında göstermelik  bir kaç  tane kadın atandı. Hani pozitif ayrımcılık  bunun neresinde? Maalesef  Cumhuriyet ile kadınlara tanınan seçme ve seçilme hakkı sadece seçme yönünde kullandırılmış.Fakat ilk kadın vali Lale Aytaman,ilk seçilmiş kadın bakan İmren Aykut, ilk kadın başbakan Tansu Çiller ; bunların hepsi Demokrat Parti iktidarları dönemine  aittir. Çakma demokrasi havariliği yapanlara ait değildir. Özellikle seçim döneminde siyasi partilerin gösterdikleri kadın adaylara baktığınız takdirde en fazla kadın milletvekili adayını seçilebilir yerlerden gösteren tek parti Demokrat Partidir. Toplam olarak 114 kadın milletvekili adayımız var. Ve bunların 11 ‘i birinci sırada gösterdiğimiz kadın milletvekili adaylarımızdan oluşuyor. Hani kadına karşı pozitif olduğunu söyleyen AKP ; Sadece bir kadın adayı 1.sırada aday göstererek toplam 78 kadını milletvekili adayı olarak göstermişlerdir. Yani bu müracaatların içerisinde 855 kadın adayı olduğu halde 78 kadını milletvekili  adayı olarak  göstermişler.  Bu da AKP’nin kadınlara bakışını açık ve net olarak göstermektedir. AKP Kadın adaylar açısından Demokrat Parti’nin çok gerisinde kalmıştır. Demokrat Parti olarak 550 Milletvekili adayımızın  % 21’ini kadın milletvekili adaylarımız oluşturuyor. Ayrıca bu konuda CHP ve MHP de DEMOKRAT PARTİ'NİN  çok gerisindedir. Parlamentoda yer alan siyasi partiler maalesef Kadına karşı pozitif değil tamamen negatiftir.

Kamuda görev yapan üst düzey yöneticilerin % 93’ü erkek.Peki bu ülkenin nüfusunun % 53’ü kadın ..Bu nasıl pozitif ayrımcılık?  20 Müsteşar içinde sadece bir kadın müsteşar kadın ; 42 bağlı kurum genel müdüründen sadece 5 ‘i Bakanlıklarda çalışan 96 genel müdürden sadece 5’i ; 959 daire başkanının ise sadece 139’u kadın. Yani yok denecek kadar kadın bürokratımız var.

Ben kadınlarımıza sesleniyorum. Kadınların sorunlarını ancak kadın temsilciler çözebilir. Bu hali ile seçilebilir yerlerde olan kadın vekil adayları olan Demokrat Parti iktidarları terörü çözmüştü, kazımıştı.AKP iktidarları ise teröre yol verdiler. Her gün katledilen insanların haberleri ülkemizin artık yaşamak için güvenilir bir ülke olmadığını gösteriyor.Kaldı ki kadına karşı işlenen cinayetler sokak ortasında işlenme eğilimi gösterdiği halde kolluk kuvvetleri hiç bir şey yapmıyor.

Son günlerde kaset siyasetleri üzerinden yine kadın sorgulanıyor. Yine suçlanan kadınlar oluyor. Sonra AKP ‘li bir kadın ve aile danışmanı çıkıp erkeklerin 4 kadın alması gerektiğini ve kendisinin eşine müsaade ettiğini söylüyor. Fakat bu kadın Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan insanımızın % 95’inin borçlu olduğunu geriye kalan % 5 ‘inin refah içerisinde olduğunu unutuyor.  Zaten var olan AKP bu yönde uygulamalar yapıyor. Milletvekillerinin sekreterleri ve danışmanları  ile ilişkileri hatta bunlardan  doğan çocukları olduğu ifade ediliyor. AKP’li  bir grup başkan vekilinin kayınpederi dört eşli ve bu şahıs aynı zamanda Başbakan’ın danışmanlığını yapıyor. Bunu görmemiz gerekiyor. Balık baştan kokuyor.Bir ülkede son dokuz yılda fuhuş % 1400 artıyorsa sorumluluk dokuz yıldır ülkeyi yöneten iktidar ve TBMM'de muhalefet sıralarında oturanlarındır. Hukukçu ve siyasetçi kimliğim ile   buradan hem başı açık hem başı kapalı olan kadınlarımıza  sesleniyorum. Böyle olmaması için sandıkta oylarınızı Türk kadınını temsil eden kadınlara ve mecliste seçilebilir yerlerden kadın aday gösteren partilere vererek hakkımız olan temsil hakkını elde edelim. Aksi bir durum kadınların yine azınlıkta temsili  ile haklarımızı tamamen kaybetmemize sebep olacaktır.

 

Kaynak: Demokrat Haberler Ajansı



Bu haber 889 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,442 µs