En Sıcak Konular

CİHAN HABER AJANSI ALİ GÜNGÖR'Ü NASIL ALDATTI?

1 Eylül 2010 20:30 tsi
CİHAN HABER AJANSI ALİ GÜNGÖR'Ü NASIL ALDATTI? MHP'li eski milletvekili Ali Güngör,referandumla ilgili röportajda Cihan Haber Ajansı'nn kendisini nasıl aldattığını kişisel internet sitesinde anlattı...

18 Nisan 1999 Genel Seçimlerinde Mersin ilinden MHP Milletvekili seçilip, kamuoyunda "Rahşan Affı" olarak bilinen affa karşı çıkarak meclis kürsüsünden Başbakan Ecevit'i eleştiren bu sebepten yıllardır hizmet ettiği partisinden ihraç edilen Ali Güngör,referandumla ilgili röportajda Cihan Haber Ajansı'nn kendisini nasıl aldattığını kişisel internet sitesinde şöyle anlattı:

Zaman, Vakit, Samanyolu, Cihan Haber Ajansı vs…

Ve Ahlaksızlık

Ve Referandum

Zaman, Vakit, Star ve benzeri gazetelere ve Samanyolu, Kanal 7 gibi TV kanallarına beyanat vermiyorum, konuşmuyorum. Zaman zaman aradıklarında bunu kendilerine de gerekçesi ile beraber açık olarak söylüyorum. Bu kuruluşlar; her konuyu, her haberi maalesef hep kendi çıkarları için değerlendirmeyi, bu amaç için gerekiyorsa her türlü çarpıtmayı yapmayı gazetecilik ve yayıncılığın gereği diye düşünüyor buna inanıyorlar.

Şahsen ben bu gazeteleri gazete diye okumam. Televizyonlarını ise hiç mi hiç seyretmem. Okuyanlara ve seyredenlere, hele de bunlara paralar verip abone olanlara acırım. Yazık! Bunlara para kazandırarak dinlerine hizmet ettiklerini düşünüyorlar…

Haberlerindeki çarpıtma ve yorumları kendilerini ve okuyucularını ilgilendirir. Ama birileri ile yaptıkları konuşmaların, konuşmada verilen mesajın tam tersi mesaj verilmiş gibi haber yapılması… İşte buna ahlaksızlık derim, sahtekârlık derim.

Bugün bunları niye yazıyorum?

Geçen Cuma günü Cihan Haber Ajansı TBMM Bürosundan Hamza Bey diye birisi aradı. Referandum ve Partilerin bu konudaki duruşlarını değerlendirmemi rica etti. Kendisine içinde çalıştığı cemaatin hiçbir ahlak kuralı tanımadan söylenileni çarpıttığını bu sebeple konuşmayacağımı, eğer mutlaka istiyorsa bu konuda 20 Nisan 2010 tarihinde yazdığım “Korkuyorlar” başlıklı yazımı okuyup haber yapabileceğini söyledim. Hamza Bey ise kendilerinin haber ajansı olduğunu, beni ağabey olarak görüp saygı duyduğunu ve söyleyeceklerimin kesinlikle çarpıtılmasına izin vermeyeceğine dair sözler vererek beni konuşmaya ikna etti.

Şimdi diyeceksiniz ki; amma da saf imişsin! Gerçekten de doğru…

Aslında ben buna benzer bir olayı daha önce de yaşamış ve 2 Temmuz 2009 tarihli “Tarihin Cilvesi, Fettullah Gülen ve 12 Eylül” başlıklı yazımda yazmıştım. Olsun, bir kere de Hamza beye inanalım, bir de bunların Haber Ajansını görelim dedim.

Gördüm…

Konuşmamızı Cumartesi günü internet üzerindeki cemaatlerinin haber sitelerinde yayınlamışlar. Bazı arkadaşların haber vermesi üzerine Hamza beyi aradım. Ben konuşmamın bütününde bu Anayasa değişikliğine referandumda hayır diyeceğimi, hayır denilmesi gerektiğini söyledim. Ama siz; okuyanların sanki ben evet denilmesini istiyormuşum gibi anlamalarına yol açacak şekilde vermişsiniz. Bunu düzeltiniz. Yoksa sizi ahlaksız ve sahtekârlar olarak ilan edeceğim dedim.  Peki, ağabey dedi ama Pazar günü Vakit Gazetesine manşet yapmışlar, Pazartesi günü Star Gazetesinde yayınlamışlar, başka nerelerde ne yaptılar ve yapacaklar bakalım.

Kendisine söylediğim gibi yapılan şey sahtekârlıktır, ahlaksızlıktır. Bana haksızlık yaptılar ve hakkımı yediler, topluma ve kendi okuyucularına haksızlık yaptılar, onların haklarını yediler. Bütün bunlar kul hakkı… Kul hakkı yedikten sonra Allah korkusu olan birisi yarın Allah’ın huzuruna nasıl çıkar? Demek ki bunlarda Allah korkusu yok! Allah’tan korkmuyorsun bari kul’dan utan diye bir söz vardır ama bunlarda utanma duygusu da kalmamış!

Aslında bunları, onlar açısından, boşa yazıyorum. Çünkü bunlar aynı zamanda anlayışsızdır da…

Bunların anlayacağı tek bir dil var. O da, bunları günahlarıyla birlikte yalnız bırakmaktır. Allah’ını, dinini, imanını seven bunların gazetelerini okumasın, televizyonlarını seyretmesin. Bunu, onlara yönelik bir düşmanlığım olduğu için değil sadece ve sadece onlara iyilik olsun, belki böylece doğru yolu bulabilirler diye yazıyor ve söylüyorum. Yüce Yaradan inşallah onları da ıslah eder bir gün.

Bana gelince: ben bu cemaatin kuruluşlarından kimse ile bir daha konuşmayacağımı kendilerine de söyledim. Bundan başka, bu ve benzeri yaşananları unutmamak üzere bir kenara not ettiğimin herkesçe bilinmesini de isterim.

Şimdi gelelim bu Hamza Bey diye kendisini tanıtan kişi ile yaptığımız konuşmada sorulan sorulara ve verdiğim cevaplara…

Soru: Anayasa Değişikliği ve referandum konusunda ne düşünüyorsunuz?

Cevabımız: Bu konudaki düşüncelerimi 20 Nisan 2010 tarihli “Korkuyorlar” başlıklı yazımda işledim. Ben Referandumda hayır diyeceğim. Hayır, çıkmasının ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olacağına inanıyorum. Çünkü yönetim bilimi ile uğraşan düşünürlerin bugün için bulabildikleri en iyi yönetim biçimi; erkler ayrılığı ilkesini esas alan Yürütme, Yasama ve Yargının birbirinden bağımsız olarak ama koordineli bir şekilde çalışmasıdır. Ben de buna inanıyorum. Halen millet adına yasa çıkarmak ve yürütmeyi denetlemekle görevli olması gereken Yasama Organımız TBMM; tümüyle yürütmenin emrinde çalıştığından, Milletin değil, Liderlerin Meclisi durumuna düşmüştür. Yeni Anayasa değişikliğinin referandumda kabul görmesi halinde Yargı müessesesi de Siyasetin yani Yürütmenin emrine girecektir. O zaman iki şey olur.

1-Yargı mensupları ikiye bölünür. Nitekim daha bugünden bölünmeye başlamışlardır. Birisi YARSAV, diğeri bilmem ne. 12 Eylül 1980 öncesi Emniyet mensupları ikiye bölünmüştü. Bir taraf Pol-Bir, diğer taraf Pol-Der… Ve emniyet diye bir şey kalmamıştı.

2-Bölünmüş bir yargı mensuplarından oluşan Yargı Organından Adalet beklemek hayaldir. “Adalet Mülkün Temelidir” Adalet yoksa hiçbir şey yoktur.

Soru: AKP karşısında CHP-MHP ve BDP aynı blokta yer aldılar. Partilerin Referandum konusundaki tavırlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cevabımız: Ben bu 3 Partinin aynı blokta yer aldığını düşünmüyorum, öyle görmüyorum.

1-BDP çok iyi düşünülmüş ve hazırlanmış bir stratejiyi yürütüyor. Ne yapmak ve nasıl yapmak istediklerini çok iyi biliyorlar, açıkçası yapmak istediklerinin hakkını da veriyorlar. Bu sebeple uzun zamandır başarılı oluyorlar. BDP önce referandumda hayır diyeceğini söylüyordu ancak sonra bundan vazgeçti. Şimdi referandumu boykot edeceklerini söylüyorlar. AKP eğer Türkiye’nin bölünmesini istemiyor ise BDP’nin niye tavır değiştirdiğini iyi düşünmelidir. Bu tavır değişikliği kısa vadede yani referandum sürecinde AKP’nin lehine görülebilir. Ama bilinmelidir ki BDP; onun için değil, yani AKP lehine olsun diye değil, bölgede kesin hâkimiyetinin mesajını referandum münasebetiyle vermek ve bir sene sonra yapılacak genel seçimlerde AKP’yi de bölgeden tamamen silmek için bu yolu seçmiştir. BDP; sandığa giden seçmene kendi istediği gibi oy verdirmekten, seçmeni sandığa göndermemenin daha kolay olacağını hesaplamıştır ve tespiti doğrudur. PKK’nın hâkim olduğu bölgede halkın can, mal ve namus güvenliğini sağlayamayan bir AKP referandumdan evet ile kazançlı çıksa bile Tayip Beyin o çok övündüğü “biz Türkiye’nin her yerinde varız” sözü çöpe gidecektir. Hoş Devletin güvenlik güçleri olmasa o bölgede AKP bu gün de çöplüktedir ya!

2-CHP de kendisine göre ilkeli bir tutum sergilemektedir. Yargının bağımsız olması gerektiğini, erkler ayrılığı ilkesinin önemli olduğunu vurgulamakta ve getirilen değişikliğin, yargıyı siyasetin emrine sokacağını bunun da vicdanları kanatacağını söyleyerek hayır denilmesini istemektedir.

3-AKP bu değişikliği yaptı ve evet çıkması için elinden ne geliyor ise yapmanın peşinde. Fettullahçılar da aynı şekilde. Ahlak kurallarını hiçe sayarak evet çıksın diye sahtekârlık dâhil her şeyi yapıyorlar. Ne için? Yargıdaki bazı makamlardan kendilerine göre solcu CHP’lileri temizleyip o makamlara kendi adamlarını getirmek için. Bir başka sebepleri daha var! Niyet okumayı hiç sevmem ve yapmadım. Biliyorum ki AKP’nin de Fettullahçıların da esas dertleri Anayasa’nın ilk 4 maddesi ve esas amaçları bu ilk 4 maddenin değiştirilmesidir. Bu bakımdan bir amaca matuf ve ilkeli bir şekilde hareket ediyorlar.

4-MHP’yi ise anlamak hiçbir şekilde mümkün değil. Başından bu yana hem yargının siyasetin üzerinde herhangi bir şekilde yaptırım gücü olarak var olmasının kabul edilemeyeceğini söylüyorlar ve Anayasa Mahkemesinin verdiği kararları kınıyorlar ki, bu bakımdan AKP’den farklı olmadıkları görülüyor, hem de referandumda hayır diyeceklerini söylüyor. Bu tutumu herhangi bir ilke ile izah edebilmek ve MHP’nin bu tutumunu anlamak mümkün değildir.

Soru: Bu sözlerinizden sonra, sizin referandum konusunda MHP’den ziyade CHP gibi düşündüğünüz sonucunu çıkarabilir miyiz?

Cevabımız: Hayır! Ben konuya tamamıyla ilkesel anlamda bakıyorum ve hayır diyorum. CHP erkler ayrılığı diyor ama Yasama Organının bağımsız çalışmasına yönelik hiçbir görüş ortaya koymuyor, girişimde bulunmuyor. Ben her üç kurumunda kişilik ve şahsiyet sahibi, Kişiler adına değil Millet adına iş yapan kurumlar haline dönüşmesi için düşünülmesinin ve bu doğrultuda Anayasa değişikliklerinin yapılmasının gerekliliğine inanıyorum.

Bu Partilerin hiçbirisinin niyeti 12 Eylül Anayasası, demokrasi, özgürlükler vs. değil! Hepsinin derdi ilk 4 madde ve 66. madde. Zaten bu maddelerden 2.nci madde hariç diğerlerinin ve özellikle 3.üncü maddenin işlerliği daha önce DSP-MHP-ANAP Koalisyonu döneminde yapılan değişikliklerle ortadan kaldırıldı, bölücülük serbest bırakıldı. Şimdi bölücülük serbest iken bölücü terörü nasıl durdururuz diye görüşmeler yapıyorlar. Bölücülük serbest iken bölücü terör sonlandırılabilir mi? Kimi kandırıyorlar? Terörle mücadelede samimi iseler öncelikle Anayasanın 3.üncü maddesine yeniden işlerlik kazandıracak ve ırkçılığı, dil, din ve mezhep ayrımcılığını yasaklayan Anayasa değişikliğini yapmalılar...

Halen 2.nci madde CHP ve Yargı mensuplarının direnci sebebiyle yürürlüğünü korumakta...

Referandumun hedefi de işte bu madde ve arkasından  66. madde…

Yani Türk kimliği…

Ali Güngör

15.07.2010 Ankara

 

KAYNAK: aligungor.com.tr



Bu haber 1,303 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,663 µs