En Sıcak Konular

101 GÜNÜN HESABI SORULMAYACAK MI?

23 Eylül 2014 00:17 tsi
101 GÜNÜN HESABI SORULMAYACAK MI? IŞİD'in elinde rehin tutulan Musul Başkonsolosu ve 48 çalışanı Cumartesi sabahı saat 05.00 sularında Türkiye’ye giriş yaptı.

101 günün hesabı sorulmayacak mı?

IŞİD'in elinde rehin tutulan Musul Başkonsolosu ve 48 çalışanı Cumartesi sabahı saat 05.00 sularında Türkiye’ye giriş yaptı.
Rehinelere ve Türk milletine büyük geçmiş olsun. 
Onlar biryandan bir cinayet şebekesinin elinde can derdinde iken diğer yandan da, “Dışişleri Bakanlığının konsolosluğu terk edin talimatı vermesine rağmen terk etmemekle” yani Dışişleri Bakanı’nın talimatına karşı gelmekle suçlanıyorlardı…
Soru şu: 
Kafa koparıcısı canilerin elinden canlarını kurtarmış 49 devlet görevlisini, “Amirlerinin emrini yerine getirmemek ve kendileri ile beraber Türkiye Cumhuriyeti’ni IŞİD gibi bir terör örgütüne rehin hale getirmekten” idari ve hukuki soruşturmaya tabi tutacak, yargılayacak mıyız?
Gerçek bu ise, bu soruşturma kesinlikle açılmalı, bu yargılama mutlaka yapılmalıdır.
Yok, gerçek böyle değil ise, Musul Konsolosluğu’ndaki IŞİD’in rehin aldığı 49 görevli, bu iddiayı ortaya atan(lar) hakkında dava açmalıdır. Dava açılmazsa bundan sonra da hükümeti savunacağım diye birilerinin gözünde “Monşer” olarak görülen ve fakat aslında “devletin hafızası ve kalitesi” olan birimler sırf “yandaşlık” için işte böyle pervasızca hırpalanır durur. 
Yani devlet hırpalanır.
Bir devleti kendi mensupları, onun ekmeğini suyunu yiyenler hırpalıyorsa başkaları onun eli kolu olan hariciyecilerini Ermeni katiller gibi canından da eder, IŞİD’li caniler gibi rehin de alır.
Ayrıca…
Eğer ortada “Dördüncü Kuvvet” diye bir şeyin kırıntıları hâlâ var ise biz kalem sahipleri de, “Madem bu iddia doğru değildi, Konsolosluk görevlilerine yapılan bu iftira bir haftadır niye yalanlanmadı?” diye ilgililerden açıklama talebinde bulunmalı, başta bugünün Dışişleri Bakanı ve hadisenin meydana geldiği günün Dışişleri Bakanı, şimdinin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nu, Türk milletini bilgilendirme nezaketine davet etmeliyiz.
Tabi bütün bu söylediklerimiz gerçekten hukukun üstün olduğu ve demokrasinin oksijen çadırına mahkûm kalmadığı ülkelerde olacak işlerdendir. 
Göreceksiniz bunların hiç biri olmayacak, tam tersine, “Görüyorsunuz, tereyağından kıl çeker gibi nasıl da hallettik” diye düğün bayram edilecek, hükûmet allanacak- pullanacak, “Tapedekiler” pardon “Tepe”dekiler göklere çıkartılacaktır! 
Bu bir kehanet yahut istidraç değil, bu, modern ülkelerde nice hükûmetleri düşürecek hadisede Türkiye’de hep böyle oldu, bunda niye olmasın tahminidir, sadece…
Velhasıl Türk milleti ve devleti IŞİD gibi bir terör örgütü tarafından tam 101 gün rehin alındı. Bunun elbette müteselsil pek çok sorumlusu vardır.
Sorumlu işinde gücündeki vatandaş yahut rehine yakınları olmadığına göre… 
Sorumlu elbette devletin içindekiler, devlet ve devletin icra organı olan hükümet ve hükümeti her halükarda Ak-P(ak) takdim etmek isteyenler arasında aranacaktır, aranmalıdır…
Tabi Türkiye normal bir ülke ise!
Biz bakıyoruz, bakıyoruz bu Türkiye’yi bir türlü tanıyamıyoruz. Daha düne kadar evimizin içi gibi tanırdık ülkemizi. 
Tanımayışımızın sebebini bizi yönetenler söyledi, “Biz yeni Türkiye’yiz” dediler...
İyi de, eskisini ne yaptılar?
Rehin verdiler, madenleri, fabrikaları ve toprakları ile sattılar, özel vakıflara bağışladılar, “NATO toprağı” ilan ettiler… 
Eski Türkiye, Kıbrıs hadisesinden biliyoruz ki, bugün olsa IŞİD’e vatandaşının tırnağını vermezdi, şimdi her şeyini veriyor, hatta bir kısmını topyekûn elden çıkartıp, “Burası Kürdistan” diyor…
Sözü bitirirken diyoruz ki…
Milletimize ve 49 görevliye kâbuslar yaşatan bu 101 günü, Irak’ın kuzeyinde başımıza geçirilen çuval hadisesi ve İsrail’in Mavi Marmara’da vatandaşlarımızı pervasızca katletmesi gibi acı hadiselerden görüyor; bu duygu, düşünce ve endişeler içersinde “Allah(c.c.) hiçbirinin tekrarını yaşatmasın” diyerek, noktayı koyuyoruz..
101 günün hesabının sorulmasının takipçisi olacağımızın da bilinmesini istiyoruz…
Yok, öyle “Ben yaparım yanıma kâr kalır” keyfiyeti! 
O makamlar, “Yan yatma makamları” değil çünkü…

Hasan Demir - Yeni Mesaj 

Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,12011063/101-gunun-hesabi-sorulmayacak-mi/hasan-demir



Bu haber 745 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,427 µs