En Sıcak Konular

Üzeyir Lokman Çaycı

Varoluş Üçgeni
Üzeyir Lokman Çaycı
16 Ocak 2011

Sanat ve siyaset



¤  Küçük düşünen adamlar büyük sanat eserlerini aşağılayarak, güvenlik güçlerini, askerleri, sanat, bilim ve hukuk adamlarını yıpratarak, hedef haline getirerek ; dini, dini unsurları, bayan ya da çocukları kullanarak varlıklarını ispatlamak isterler. Bu tür kişilere ülke yönetiminde ya da kurumlarda görev verenler, onlara doğrudan veya dolaylı yollardan destek olanlar karşılaşacaklarının sonuçlarına da katlanmak zorunda kalırlar !
 
¤ Bir sanat eserine «ucube» denilerek Türkiye’de AKP aracılığıyla yürütülen BOP projesinin
bir başka safhasının üstü örtülmek isteniyor. Hizbullah tahliyeleriyle ilgili kendi yanlış kararlarını gizlemek ve suçu Yargıtaya yüklemek için ortaya attıkları fikirler etkili olamayınca bu konuyu  gözlerinizden kaçırma telaşına girdiler ve sizin önünüze heykel konusunu getirdiler. Bunun zamanlamasına dikkatinizi çekiyorum. Bugün ülkemizde en önemli sorun heykel değil, AKP’nin kendisidir.
 
¤ Lübnan’dan Hizbullah lideri neden Türkiye’ye geldi ? Recep Tayyip Erdoğan neden acil olarak bu kişiyle görüştü ? Ne konuşuldu ? Neden kamuoyuna bilgi verilmedi? Neden AKP yöneticiler şeffaf değiller?
 
¤ Deniz BAYKAL’ı «tasfiye için yapılan tertipler üzerine» ciddi bir soruşturma ya da araştırma neden yapılmadı?  Dış  güçlerin istekleri istikametinde CHP Atatürk’süzleştirilerek yeniden şekillendirilmek; MHP de, emperyalist senaryolarla siyasetten silinmek isteniyor. AKP zihniyeti kendilerine verilen emperyalist destekler arttıkça Türk Milletinden, Türk Bayrağından, Türk’lükten, Anayasadan ve ettikleri yeminlerinden kopuşlarını gizleyemiyorlar. Duyarlı Türk Milleti bunu farketti. Onlar artık halkın içine sade bir vatandaş gibi korkusuzca giremiyorlar... Ancak biber gazlı, coplu, halk üzerine çullanabilen, ağız kapayabilen, çocuk düşürübilen acımasız koruma ordularıyla girebiliyorlar. Gerçekleri gören  Türk Milletinin uyanışıyla,  yurt sathına yayılan tepki ağları onları sinirlendiriyor, biz neden kötü şeyler yapıyoruz diyerek kendilerine çeki düzen verme yerine tepkilerinin biçimini şiddete ve hakarete dönüştürüyorlar. AKP’nin takip ettiği yol oldukça yanlış ve tehlikeli!
 
¤ 8 yıllık AKP döneminde Devlet Planlama Teşkilatı kayıtlarına göre Türkiye Avrupa’nın sondan üçüncü en fakir ülkesi... Gelir farklılıkları ve kaynakları açısından sondan birinci...En az kurumlar ve gelir vergisi alan sondan ikinci bir ülke konumuna getirildi.
 
¤  Önümüzdeki seçimler devlet gücü kullanılarak, demokratik seçim ortamı oluşturulmadan  bugünkü AKP’li düzen ve seçim sistemi ile şaibeli ve hukuksuz AKP müdahaleleriyle gerçekleştirilecek. Muhalefet partilerini bugünden önemle uyarıyoruz!
 
¤ Genişletilmiş Ortadoğu Projesi’nin (GOP) Kuzey Afrika operasyonu yürürlüğe sokulmak isteniyor...Emperyalizm hedeflerini birer birer çökertiyor... «Önce parçala sonra yut» taktiği sinsi bir şekilde, piyonlar uşaklar kullanılarak sürdürülüyor. Tunus’ta isyan çıkarıldı. 1987'den 2011'e kadar Tunus’ta cumhurbaşkanlığı yapan Zeynel Abidin bin Ali ülkesini terketti. İsyanlar Ürdün ve Cezayir’e de sıçradı. Obama’nın isyancıları kutladığı (!?) duyuruldu. İsyanın «Soros» desteğiyle oluşturulduğu konuşuluyor. Zengin petrol yatakları bulunan Sudan’da da referandumla bölünme onaylandı, yani emperyalistlerin bu ülkenin zenginliklerini de ülkelerine taşımalarının yolları açıldı.
 
Sevgisiz ruh kabadır, ilimsiz beyin anlayışsızdır,  inançsız yürek acımasızdır…
 
¤ İlahî Nizam isimli eserinin 119. sayfasında İmam-ı Gazâli  Peygamberimiz (S.A.) ‘in bir sözünü nakleder : «Müslüman o kimseye denir ki, insanlar onun elinden ve dilinden ezâ-cefâ görmezler, zarara uğramazlar.»
¤  Recep Tayyip Erdoğan bir vilayetimizde halka yaptığı konuşmasında, size fabrika yapacağız, okul tesis ettireceğiz, yeni hastaneler sunacağız, sizi susuz, yolsuz, elektriksiz, doktorsuz, ebesiz, okulsuz, öğretmensiz bırakmayacağız diyemiyor… Pekiyi ne diyor ? : «Size yeni hapishane yaptıracağız !» diyor ve bu zihniyetiyle halka kendisini alkışlattırıyor.
¤  AKP ile oluşturulan istikrarsız hayat;  problemleri, cinayetleri, intiharları, olayları, yıkımları körüklüyor…Türkiye’de her gün 3 kadının öldürüldüğü gibi ciddi konular yapay gündemler oluşturularak görmezlikten geliniyor…
¤  AKP ile Türkiye üreten ülke olmaktan çıkarıldı, tüketen ülke haline dönüştürüldü ! Tarım ve  hayavancılık çökertildi !
 
¤  Bilimle ilişkileri olabilseydi, bilim adamlarına saygılı olabilecekler, içkiyi yasaklama yerine içkinin zararlarını bilim adamlarına anlattırarak, bu yolla,  içki içip içmeme iradesi insanların kendilerine verilecekti.
¤  İlmin derinliğini, etkisini bilebilselerdi ilim adamlarını yüceltecekler, onları ilkel usullerle cezalandırma yerine, onların gençliğimizi, insanlarımızı çeşitli vasıtalarla eğitmelerini, suç işlemelerini önleyecek araştırmalar yapmalarını sağlayacaklar, bu yolla karakolların ve hapishanelerin sayılarını azaltacaklardı…
¤  Sanatı, sanatın inceliklerini, ayrıntılarını, güzelliklerini, anlattıklarını anlayabilselerdi, sanatçılara ve eserlerine değer verecekler, onları küçük düşürme yerine yüceltecekler, devletin ve bulundukları makamların ilkel bakışlarla, çürük tabirlerle, fos ifadelerle, çağdışı usullerle aşağılanmalarına, anayasa dışı söz ve davranışlara sebep olmayacaklardı.
¤  Onurlu olabilselerdi, geride şaibeli izler, laçkalaştırılmış bir devlet görüntüsü bırakmayacaklar, kendilerini ve bulundukları makamı daha fazla yıpratmadan istifa edecekler, topluma ya da insanlığa örnek olacaklardı.
¤  İnançlı olabilselerdi, haksızlık, hırsızlık, yolsuzluk, şuursuzluk, hukuksuzluk yapmayacaklar, herkese eşit mesafede olacaklar, insanlara ayırım yapmadan sevgiyle yaklaşacaklar, adaletle hükmedecekler, hayırla anılacaklardı.   
 
Millet iradesinden söz edilemeyecek bir dönemdeyiz
 
Düşünün milleti temsil eden milletvekilleri Recep Tayyip Erdoğan’ı dahi şaşırtacak bir zeka yapılanmasına girdiler. Onun olumlu olumsuz her söylediğini alkışlama her istediğini onaylama saplantıları kişilerin iradelerinin devre dışında bırakıldığını belgelemektedir. «Ben alkışlanacak bir şey söylemedim ki» açıklamasına götüren oluşumlar, yapılanmalar, ya da şartlanmalar, dışa bağımlılıklar,  baskılar zinciri, korkutmalar yığını halinde birbirlerine bağlı olarak halkın mecliste temsil edilmediğini, demokrasinin ciddi bir şekilde yara aldığını, cumhuriyetin sarsıntı geçirdiğini göstermektedir.
 
AKP yöneticileri anayasa hükümlerini ihlâl ediyorlar
 
Anayasa’nın, V. Devletin temel amaç ve görevleri hakkındaki 5. maddesi : «Devletin temel amaç ve görevleri, Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.»
AKP ile Türk Milletinin ve devletinin bağımsızlığı ve bütünlüğü tehlike altındadır. Bu konu iç ve dış haber kaynaklarında, muhalefet partileri tarafından açık açık dile getirilmektedir. Halk endişe içerisindedir. Demokrasi, cumhuriyet tehdit altındadır. Temek hak ve hürriyetler kısıtlanmış hatta ortadan kaldırılmıştır. Mahkemelerin bağımsızlığından, devletin tarafsızlığından, haktan, hukuktan söz etmek hayal haline gelmiştir. Emeklilik başvuruları askıya alınmakta, vatandaş yok sayılmaktadır!
 
Anayasa’nın, XI. Tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması hakkındaki 63. maddesi : «Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır.Bu varlıklar ve değerlerden özel mülkiyet konusu olanlara getirilecek sınırlamalar ve bu nedenle hak sahiplerine yapılacak yardımlar ve tanınacak muafiyetler kanunla düzenlenir.»
«AKP ile tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin bir bir  pazarlandıklarını, satıldıklarını, kapatıldıklarını ve  ihmallerle yakıldıklarını görüyoruz.» 
AKP zihniyeti boş verin korumayı veya kollamayı sanat ve sanatçıyı hedef gösterip aşağılıyorlar!
 
¤  Kimyâ-yı Saadet isimli eserinin 406. sayfasında İmam-ı Gazâli, Peygamberimiz‘in (S.A.) bir  sözünü nakleder :  «Bir kimse, ilmi olmadan bir kimseye muhalefet ederse, susuncaya kadar Allahü Teâlâ’nın gazabında olur.»
¤  Anayasa’nın,  XII. Sanatın ve sanatçının korunması hakkındaki 64. maddesi : Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin  «Başbakanlık» koltuğunda oturan Recep Tayyip Erdoğan, ülkede yaşanan binlerce sorunu bir kenara atarak, Kars gezisi sırasında Mehmet Aksoy’un henüz bitmemiş heykeline “ucube” dedi ve bölgede yolsuz, hastanesiz, doktorsuz, ebesiz, okulsuz, öğretmensiz elektriksiz, susuz kasaba ya da köyleri görmezlikten gelerek heykelin yıkılması yönünde talimat verdi. Recep Tayyip Erdoğan’ın bu sözü sonrasında harekete geçen AKP’li Kars Belediye Başkanı Nevzat Bozkuş "Kararlar bize ulaştığı anda 50 metre uzağında Ermeni mezarlarının bulunduğu o anıt yıkılacak." diye açıklama yaptı.
 
Bu AKP tavrıyla ne sanatçıyı korundu, ne de sanat eserini... Bu durumda bu zihniyetin sanatı ve sanatçıyı destekleyeceğini boş verin, dünya ülkelerine uzanan bir etki alanına taşıyarak ve  aşağılayarak ya da hedef göstererek teşhir ettiler... Yani düpedüz bir anayasa ihlali söz konusu... Tüm dünya sanatçılarını, duyarlı bütün insanları,  tüm kurumları bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunmaya çağırıyoruz!
Siyasi varlıkları emperyalist ülkelere bağlı olanlar
 
Turgut Özal’ın kime dua ettiğiyle ilgili 09/10.02.1991 tarihli Millî Gazete’nin bahsettiklerine bakın  : «Herkes tarafından bilinmektedir ki Özal bütün tercihlerini Bush'tan yana koymuş ve O'nun başarısı için “DUA” ettiğini açıkça söylemiştir.»
İbrahim Berk’in 08.04.2003 tarihindeki Yeni Mesaj Gazetesi’ndeki yazısına bakın Recep Tayyip Erdoğan kime dua ediyor? :   «Kahraman(!) Amerikan askerlerinin sağ salim ülkelerine dönmeleri için “DUA” ediyorum.»
 
Bugün Amerikan sopası AKP’lilerin ellerinde
 
¤  Cenab-ı ALLAH (C.C.) Mâide Sûresi, 2. âyet’de : «İyilik etmek, fenalıktan sakınmak hususunda birbirinizle yardımlaşın. Günah işlemek ve haddi aşmak hususunda yardımlaşmayın. ALLAH’tan korkun şüphesiz ki ALLAH, cezâsı çok çetin olandır!»
 
Size soruyorum : Binlerce endişe verici konu içerisinde siz hangisini ele alacaksınız ?
Kendi  seçtikleri elbiseleri size giydirerek sizi de kendilerine benzetmek istiyorlar. Tek  ve aynı sesin çıkması için onların verdiği düdüğü öttürmek zorundasız. Nereye gittiklerine bakmadan onlarla aynı yöne gitmelisiniz. Onlar birilerine taş mı atıyor, «kendinize ait hiç bir düşünceyi ve duyguyu karıştırmadan» karşınızda anneniz, babanız, bayrağınız, inançlarınıza ait değerleriniz veya kutsallarınız da olsa taşlamalısınız…
Onlar kime dua ediyorlarsa siz de onların dua ettiklerine dua etmelisiniz. Bir buçuk milyon Irak’lı Müslüman’ı katleden Amerikan askerlerine mi dua ediyorlar siz de en ufacık bir tereddüt etmeden, kuşkuya kapılmadan, «Peygamberinize ait sözleri, dininize ait ilahî hükümleri dışlayarak veya kulak arkası ederek»  onlara dua etmelisiniz. Yozlaştırılan ılımlılaştırılan bir İslam anlayışıyla siz de tartışılır hale gelmelisiniz… Teslimiyet içerisinde olmanız şart…Irak gibi, Yugoslavya gibi ülkenizi bir kaç parçaya bölmelerine, bu bölünmeye aracılık yapmalarına yardımcı olun. Önce bölünme adımları atılacak, iç savaş kışkırtılacak, ülkeniz bir kaç milyon insanın imha edilmesine götürülecek…  Bundan hiç korkmayın.  Sizden görünerek, varlıklarını ve devamlılıklarını garantilemek için sizin önünüze türban gibi hassas olduğunuz konular getirilecek. Irak ülkesiyle ve  halkıyla önce gereksiz kunuların, tavırların içerisine itildi sonra  parçalandı, gaflet içerisine düşürülen insanlarla bir buçuk milyon insan hayatını kaybetti.
 
Genişletilmiş Ortadoğu Projesi’nin (GOP) Kuzey Afrika ayağıyla Tunus’ta başlatılan isyanlar yaygınlaştırılıyor!Amerika’nın Büyük Ortadoğu (BOP)  ve Afrika kıtasını yeniden şekillendirme projesi (GOP) gereğince Tunus kan gölüne dönüştürüldü. Hani Recep Tayyip Erdoğan’ın eşbaşkan olduğu Irak’ı yutan projeden bahsediyorum. Ilımlı İslam safsatalarıyla süslenen, medeniyetler arası ittifak söylemleriyle püsküllenen parçalama ve bölme projesi...
 
Bakın Kosova’ya, bakın Tunus’a, bakın Cezayir’e, bakın Kuzey Irak’a, bakın Afganistan’a, bakın Pakistan’a,  bakın Sudan’a... Bu sebeple sizi uyutmak, sarhoşlaştırmak, siyasileştirmek, soysuzlaştırmak ve verdiğiniz tavizlerle sizi vatanınızı ortadan kaldırmak istiyorlar.
Oyuna gelerek, aldatılarak, uyuşturularak, yozlaştırılarak «hepimiz kardeşiz diyemeyecek hale» düşürülüyorsunuz!.
 
İnsanlar kimleri alkışladıklarını bir bilebilsinler
 
¤ Ahzâb Süresi, âyet : 72’de Cenab-ı ALLAH (C.C.) : «Biz emâneti göklere, yere ve dağlara arz ve teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, bundan endişeye düştüler. İnsan tuttu bunu sırtına yüklendi. Çünkü o, çok zulümkâr, çok câhildir!» 
AKP yöneticilerinin ABD’den icazet alarak, onlara bağımlılık içerisinde Türkiye’nin başında bulunduğu, dünya ülkelerince de biliniyor. Sıcak para ile ülkeyi yönettikleri için hiç tereddüt etmeden, stratejik olup olmadığına bakmaksızın, ülke güvenliğini olumsuz etkileyebileceğini düşünmeden kurumları, limanları, santralları, barajları, toprakları satıyorlar. Onlar paradan ve koltuktan  başka hedeflerinde hiç bir şey olmadığını, sergiledikleri bütün davranışlarıyla gösteriyorlar. Bu halleriyle birlikte, «ebedileşmek arzuları», «siyasi hırsları» onları suça, Türkiye’yi ve Türk Milletini de kaosa sürüklüyor.
 
«Sanat mı» ucube, «sanatı aşağılayanlar mı» ucube ?
 
Biz Prof. Sabri Berkel gibi uluslararası bir alanda oldukça tecrübeli ve tanınan öğretmenler tarafından yetiştirildik.
Sanatın ve etkisinin ruhsuz ve behtemsiz  kişiler tarafından anlaşılmayacağını gayet iyi biliyoruz. Uzay kafes kirış sistemleriyle yapılan  Eyfel Kulesi’nin dokusunu, kurgusunu, şeklini, biçimini, çevresiyle ve doğayla ilişkilerini bilmeyenler, anlamayanlar, Alexandre Gustave Eiffel,’i de, onun uğraşlarını da, duygularını da sanatını da yorumlayamazlar ve değerlendiremezler. 
 
İnsanlarla ilişkilerini düzenlemeyenler, kaba insanlar, yobazlar, kalplerle bağlantı kuramayanlar, gerçeklerle de, doğrularla da, güzellerle de ilişki kuramazlar. ALLAH’ın verdiği zeka ile oluşan sanata saygılı olmak, ALLAH’a saygılı olmakla eş anlamlıdır. Karpuzu ambalajlayan ALLAH’ın sanatı nasıl küçümsenemezse, Prof. Dr.  Mehmet Haberal’ın parmaklarına organ nakli ameliyatı yapma becerisini veren ALLAH’ı da, Prof. Dr.  Mehmet Haberal’ı da küçümseyemezsiniz.
 
Pekiyi AKP ve yöneticileri ne yapıyorlar ? Onların dünyasında, ALLAH, sanat, inanç, hizmet, adalet, hukuk, millet, vatan, bayrak, Atatürk yok... Sadece, kendi varlıklarına sebep olan Emperyalist ülkeler, para, makam, kendi çevreleri, villaları, çocukları, sergiledikleri hukuksuzlukları, dillere düşen yolsuzlukları,   yaptıkları akla sığmayacak israfları ve seyahatlerı  var.
 
Onlar bu beceri sahiplerini hesapsız cezalandırma peşindeler…
Halkla hizmet bağlarını da kopararak Türk milletine de kötülük yapma telaşındalar.
ALLAH’ın maharet verdiği insanların hastalıklarıyla ilgilenen doktorları cezalandırma yoluna girerek katmerleşen hırslarını zirveye çıkartma yarışındalar.
ALLAH’ın kullarını savunmasız bırakmak için onların avukatlarını tutuklattırarak zulümlerine zulüm katma gayretindeler.
 
Partizanlıkla örülen siyasette kötülük serpicidir. Baştaki kişiler vatandaşa ne yaparlarsa tabandaki sempatizanları da benzerlerini yaparak hukuksuzluklar önlenemeyecek hale getirilir ve  insanlara yapılan baskı ve şiddetin boyutları genişleyerek yaygınlaşır.
 
Karşı olmadıkları, çamur atmadıkları, yıpratmadıkları tek bir şey kalmadı. Hukuktan, adaletten, yazarlardan, gazetecilerden, ilim adamlarından, siyasetçilerden, Millî Eğitime kadar ; kültürden, sanatçıdan,  sanat’a, spordan şehirciliğe, yönetimden, Türk Silahlı Kuvvetlerine kadar herşey yıpratıldı.
Bu adamlar iletişim organlarını «televizyonları ve gazeteleri» devlet gücünü kötüye kullanarak ele geçirdiler. Rahatça eğriyi doğru, kötüyü iyi, çirkini güzel, baskıyı özgürlük, şiddeti görev, zulmü başarı gibi gösteriyorlar.
 
Dünya çapında ekserisi ünversite yayın organları olmak üzere bir çok dergi, kitap, mecmua, ansiklopedi ve gazetelerde çalışmalarım yer aldı. 31 yıldır Avrupa’dayım son 8 yıllık AKP döneminde gördüklerimi, yaşadıklarımı hiç bir dönemde görmedim ve yaşadım.
Geçenlerde Paris’de Türk Konsolosu’nun bir vatandaşımızın konsolosluğun iletişim bozukluğunu dile getirmesi isteğine sinirlenerek vatandaşımızı konsolosluktan kovduğunu duydum. Bu durumu T.B.M.Meclisinde bulunan bütün milletvekillerine da duyurdum.
Türkiye’de Mersin’li çiftçiye Recep Tayyip Erdoğan tarafından reva görülen muamele, okullarda kız ve erkek öğrenciler arasına 45 santimlik mesafe konularak, Paris’te konsolos tarafından vatandaşlarımız kovularak sürdürülüyor !
 
Oldukları gibi görünmeyip, göründükleri gibi olmayanlarla mücadele etmek her yurttaşın görevi olmalı
 
¤ İlahî Nizam isimli eserinin 101. sayfasında İmam-ı Gazâli : «Haris (hırslı) kişi kördür, sağırdır. İçine düştüğü hırs onu kör ve sağır yapar. İşte şeytan, bu hırslı kişiye vesvese vermek için fırsat bulabilir. Haram, yasak ve kötü bir fiil dahi olsa, harîsin nefsinin çektiği her şeyi ona güzel ve hoş  gösterir. Böylece, hırslı kişinin kafasından haram-helâl düşüncesi kalkar. Hırsla dört bir yana saldırır. Her şeyi elde etmek ister. »
İnsanları, hayvanları sevmeyenlerden, doğayı, çevreyi, tarihi ve hatıraları katledenlerden ; sanata ve sanatçıya karşı duyarlılık beklemeyin.
 
Paris, 16.01.2011
 
 
Bien amicalement à vous,
Selam ve sevgilerimle.
 
Üzeyir Lokman ÇAYCI
Concepteur industriel - Architecte d'intérieur
İç Mimar – Endüstri Tasarımcısı
55, rue Louise Michel
78711 Mantes la Ville
FRANCE 
  
uzeyir.cayci@free.fr

http://uzeyircayci.sitemynet.com/fleur/index.htm
http://www.artmajeur.com/serap/ 
 
illustrations (Resim) : Üzeyir Lokman ÇAYCI

 
 


Bu yazı 1,401 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Mart 2016 Harem Konusu
    • 12 Şubat 2016 Ordu ve siyaset
    • 16 Ocak 2016 Muhalefet partileri nasıl şekillendirildi?
    • 31 Ekim 2015 Seçimler Ve Türkiyemiz
    • 3 Eylül 2015 Tilki
    • 22 Ağustos 2015 Öfkenin Bir Ucu
    • 25 Temmuz 2015 Ah Ahmet Vefik Paşa Ah!
    • 12 Temmuz 2015 AKP'li yöneticilerin suç ve günah işleme özgürlükleri
    • 8 Aralık 2014 Geçmişteki zulüm tezgahı bu kez AKP tarafından kuruldu!
    • 12 Kasım 2014 Eğitim Sisteminin Ve Ahlakın Çürütülmesi İçin
    • 9 Ağustos 2014 Kime oy vereceğiz ?
    • 25 Haziran 2014 Atatürkçesine
    • 20 Ocak 2014 Onu susturun!
    • 20 Aralık 2013 AKP yöneticileri ve dindar gençlik SAFSATALARI
    • 2 Aralık 2013 Aynadaki Adam
    • 19 Kasım 2013 İstanbul
    • 11 Kasım 2013 Atatürk Ve Ayhan Baran
    • 20 Ekim 2013 Evet Tayyip dünya lideri!
    • 30 Ağustos 2013 İstiklali olmayanın istikbali olamaz!
    • 3 Temmuz 2013 Hıyarname

    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    9,206 µs