Kerkük türkülerini biraz açtığınızda ciğer yanığı bir koku siner üstünüze. Külünü biraz üflediğinizde ise altından harlı bir ateşin sıcaklığı yüzünüze vurur. Hüzün yüklü bulutlar hiç eksik olmamış Kerkük semalarından. Toprağına suyuna ve türküsüne sinen de hep bu hüznün kokusu…
Orada işte tam da Anadolu’nun saçaklarında, az ötede eteklerimizde neredeyse, acıların emzirdiği türküler, türkülerin emzirdiği bir millet var. Bir millet ki ne bizden ayrı ne bizle bütün, iştahla ve inatla kendi öz toprağına tutunmaya çalışan…
Türkülerini yaşatamayan milletlerin yanında, türkülerinin yaşattığı diri tuttuğu bir millet Kerkük Türkmen’i… Türküler, derinden derine feryadını yükseltiyor Türkmen’in… Bir volkan gibi içten içe kaynayıp, her fırsatta her yerinden patlayan…
Bir yönüyle Kerkük türküleri Türkmen’in varlık ispatıdır. Var ya da yok olmak köprüsünde tutunduğu son sağlam kulp işte bu türküler.
Bin yılların sosyolojisi, psikolojisi felsefesi türkü olup süzülmüştür Türkmen’in dudağından… Et ve tırnak gibi birbirinin ayrılmaz parçaları olmuş Türkmen’in türküleri.
İnsan acılarını, sızlayan yanlarını harman etmiş, içini dışa boşaltmış, dışını içinde biriktirmiş türküler. Türküler, gözyaşı kadar acı sıcak ve tazedir, bir o kadar acıtır, ısıtır ve tazeler. Türkülerde mızrabın vurduğu aslında yürek teli, feryat eden yüreğin bizatihi kendisidir.
Acılarına meydan okuyan, zincirlerinden kuvvet alan bir şuurun sahibidir Kerkük türküleri. Çınar misali derine kök saldıkça kuvvetlenir, yarası deşildikçe uyanır Türkmen. Çelikleşen bir ruh hediye eder Türkmen’e türküleri. Bu türküler Türkmen’i acıların doğurduğu safları sık ve düzgün bir millet yapar.
Türkü türkü yükselen bir çığlık var yanı başımızda, Trabzon’un Sivas’ın İstanbul’un sesine çok benzeyen bir ses bu. El uzatsam tutacak kadar yakın, gurbet hikâyelerimiz kadar sahih ve sahici… Biraz da biz her yerde bize benziyoruz, acılarımız, öfkelerimiz, kavgalarımız ve umutlarımızla…
Abdurrahman Kızılay bir türküyle özetliyor Türkmen’in hikâyesini uzun lafa hiç hacet bırakmadan. ‘’Aynaya baktım saç beyaz olmuş/ neden irengim sararmış solmuş/ Ben böyle değildim mene ne olmuş…’’
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle