En Sıcak Konular

İbrahim Akın

Çağrı
İbrahim Akın
24 Aralık 2011

Cennet Tüm Annelerin Ayağının Altında mı?



Türk toplumunda aile çok önemli, korunması gerekli bir değerdir. Ancak pek çok toplumda olduğu gibi bizim toplumumuzda da çarpık ahlak yapısına sahip olan ve kendi ile beraber çocuklarını da bu gayri ahlaki yaşantıya sürükleyen aileler çoktur. Elbette çocukları, sırf anne babaları olduğu için, İslam'i ölçülerde yaşamayan ailelerine itaat etmek zorunda değildir.

Cezaevleri adam öldürmüş, dolandırıcılık ya da fuhuş yapmış anne ve babalarla doludur. Kimse bu kişilerin evlatlarının, sırf ailesi olduğu için anne ve babaları ile aynı hayatı yaşamaları gerektiğini idda edemez. Ayrıca toplumumuzda yaygın olan 'kimse evladının kötülüğünü istemez' görüşü de gerçek dışıdır. Zira sokaklarda dilendirmek için doğurulan ve daha bebek olduğu halde buz gibi havalarda dahi acımasızca sömürülen çocukların anne babaları için, 'evlatlarının iyiliği için uğraşıyorlar' cümlesi elbette kullanılamaz. Aynı şekilde ülkemizin belli kesimlerinde hala devam eden töre cinayetleri de bunun örneklerinden biridir. Kızını para makinesi görüp onu şarkıcı ya da oyuncu olması için kapı kapı gezdiren ve sonra da zengin biri ile evlendirip rahata kavuşmanın planlarını yapan anne de çocuğunu düşünen, cennetin ayaklarının altında olması gereken annelerden değildir elbette.

'Anne ve baba hata yapmaz', 'tüm anneler çocuklarının iyiliğini ister', dolayısıyla 'anne ve babaya itaat etmek ve her dediklerini yapmak gerekir' cümleleri Kuran ayetlerine uymamaktadır. Zira anne ve baba Kuran'a iman eder, İslam ahlakı ile yaşar ve Kuran'la hükmederse güvenilirdir. Ve ancak bu koşulda anne ve babaya itaat edilir. Kuran ahlakı ile yaşayan aile elbette evladının dünyası ile beraber öncelikli olarak ahiretini düşünerek hareket eder. Evlatlarının Allah rızasına uygun yaşaması için çaba gösterir. Cennet, iman eden mümin annelerin ayaklarının altındadır. (İnşaAllah)

Evlatlar ailelerin tapulu malı değildir. Allah'ın onlara birer emanetidir. Her evlat bir birey olarak kendi kararlarını vermekte özgürdür. Anne ve baba çocuğunu, zorlama ve baskı yapmadan dini yaşamaya teşvik etmelidir. Ancak bazen tam tersi olur ve ailesi din ahlakı ile yaşamadığı halde evlatları Kuran ahlakı ile yaşamayı seçebilir. İşte bu durumda çocuklarının, müslümanlığın gereklerini yaşamasından rahatsız olan aileler çıkabilir. Kuran kıssalarına bakıldığında, geçmişte yaşayan müminlerin de başına gelen bir olaydır bu. Adetullah gereği, İslam ahlakının gereklerini tam yapmaya niyet eden çocuklara engel olmak isteyen aileler mutlaka vardır. Onlara göre kendileri de müslümandır, kendileri gibi namaz kılıp oruç tutulsa yeterlidir ve aşırıya kaçmamak gerekir. Oysa Allah razı olacağı ve cennetle müjdelediği kullarının, Kuran'ın bazı hükümlerine değil bütün hükümlerine uyan müminler olduğunuı haber vermiştir. Yani sadece namaz kılıp oruç tutmak, zekat verip kimsenin hakkını yememek Allah'ı razı etmek için yeterli değildir. (Allah en doğrusunu bilir)

"Onların, dünya hayatındaki bütün çabaları boşa gitmişken, kendilerini gerçekte güzel iş yapmakta sanıyorlar."

(Kehf Suresi, 104)

Bu tavır içinde olan aileler, çocuklarının Kuran okuyup ibadet etmek ve Allah yolunda çabalayıp gençliğini 'haşa' heba etmek yerine; bir an önce evlenip çoluk çocuğa kavuşması, çok para kazanması gibi dünyevi çıkarları gözetmesini ister. Onlara göre, Allah'ın Kuran'da emrettiği üzere ihtiyaçtan arta kalanı infak etmek 'haşa' aptallıktır. Kendileri imanı tam kavrayamadıkları için, Allah'ın infak ettiğinizde artırırım ayetini görmezden gelir ve tevekkülden bi haber yaşarlar. Sürekli yaşadıkları gelecek korkusunu çocuklarına da aşılamaya çalışırlar. İşte bu durumla karşı karşıya kalındığında, ailesi kişiyi Allah yolunda mücadeleden alıkoymaya ve dünyayı yaşamaya teşvik ettiğinde o anne ve babaya itaat edilmez. Bu durumdaki çocuğu ailesine itaat etmesi için zorlayan kişiler de ahlaksızdır ve zalimdir.

Bununla birlikte, onların ikisi (annen ve baban) hakkında bir bilgin olmayan şeyi Bana şirk koşman için, sana karşı çaba harcayacak olurlarsa, bu durumda onlara itaat etme ve dünya (hayatın) da onlara iyilikle (ma'ruf üzere) sahiplen (onlarla geçin) ve Bana 'gönülden-katıksız olarak yönelenin' yoluna tabi ol. Sonra dönüşünüz yalnızca Banadır, böylece Ben de size yaptıklarınızı haber vereceğim. (Lokman Suresi, 15)

Kehf ehli gençler ailelerinden, İslam'ı yaşamak için kopup ayrılmışlardır. Hz. İbrahim babasından İslam'ı yaşamak için ayrılmıştır. Pek çok sahabe, İslam'ı yaşamak uğruna ailelerinden kopup Hz. Muhammed (sav)'in yanında yer almıştır. O dönemin müşrik ve münafıkları çocuklarının büyülenmiş olduğunu, dönemin elçilerinin evlatlarını onlardan kopardığını iddia etmişlerdir. Bu replikleri 'Çağrı' filminden de hatırlayabilirsiniz.

İbrahim ve onunla birlikte olanlarda size güzel bir örnek vardır. Hani kendi kavimlerine demişlerdi ki: "Biz, sizlerden ve Allah'ın dışında taptıklarınızdan gerçekten uzağız. Sizi (artık) tanımayıp-inkar ettik. Sizinle aramızda, siz Allah'a bir olarak iman edinceye kadar ebedi bir düşmanlık ve bir kin baş göstermiştir."...(Mümtehine Suresi, 4)

Hz. Nuh Allah'ın emri ile yapmış olduğu gemiye bindiğinde, inkarcı oğlu geminin dışında kalınca Allah Dedi ki: "Ey Nuh, kesinlikle o senin ailenden değildir. Çünkü o, salih olmayan bir iş (yapmıştır). Öyleyse hakkında bilgin olmayan şeyi Benden isteme. Gerçekten Ben, cahillerden olmayasın diye sana öğüt veriyorum." (Hud Suresi, 46)

Sonuç itibarı ile aileye, çocuğunun ahiretini düşünerek Kuran'la hükmettiğinde itaat edilir. Allah yolunda yaşaması konusunda çocuğuna engel olmaya çalışan aileye itaat edilmez. Gerekirse Hz. İbrahim gibi, Kehf ehli gibi, pek çok sahabe gibi onlardan ayrılmak gerekebilir. Allah Hz. Nuh'a kafir olan oğlu için, 'kesinlikle o senin ailenden değildir' buyurmuştur. 'Yoksa sizden önce gelip-geçenlerin hali başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?... (Bakara Suresi, 214) ayeti gereği, geçmişteki müminlerin aileleri ile yaşadıkları bu zorlukları yaşayan müminler yine olacaktır. Bu Allah'ın sünnetidir.

İbrahim Akın

v


Bu yazı 2,160 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Aralık 2013 Yıldız Falları İle Uyuşmayın; Ahir Zaman Alametleriyle Uyanın!
    • 15 Aralık 2013 Evrimcilerin Coelacanth Hezimeti
    • 29 Kasım 2013 ''Allah (Haşa) Seçimlerimizi Bilemez'' Diyen Hocalara Cevap
    • 22 Eylül 2013 Kuran Haşa Bulmaca Kitabı Değildir
    • 21 Temmuz 2013 Bağnaz, Kadından Nefret Eder; Mümin İse Şiddetli Sever
    • 18 Haziran 2013 Komünizm Pusuda!
    • 24 Mayıs 2013 Size Ne Oluyor da Suriye'den Hicret Edenlere Sırtınızı Dönüyorsunuz?
    • 4 Mayıs 2013 İnsanlara Hoş Görünmek Uğruna Dinden Taviz Vermek
    • 11 Nisan 2013 Karşı Cinsle Konuşmak Haram Değildir
    • 19 Mart 2013 Müzik Haram Değil, Nimettir
    • 22 Şubat 2013 Kuran Apaçık ve Noksansızdır
    • 5 Ocak 2013 Sevgiye Evet, Nefrete Dur!
    • 18 Aralık 2012 Ertelemek İnkrda Bir Artıştır
    • 30 Kasım 2012 Tat Alma Mucizesi
    • 7 Kasım 2012 Nefislere İlişkin Güzel ve Etkili Söz Söylemek İbadettir
    • 21 Ekim 2012 Üzülmek Şeytanın Telkinidir, Allah Üzülmeyi Yasaklar!
    • 29 Eylül 2012 Allahın Emri: Benden Korkup Sakının!
    • 12 Ağustos 2012 Hz. İsa İkinci Kez Yeryüzüne Gelecek
    • 28 Temmuz 2012 Hz. İsa (as) Ölmedi!
    • 18 Haziran 2012 İman Edenler; Küfür, Müşrik ve Münafıkları Konuşmalarından Tanırlar

    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,777 µs