En Sıcak Konular

Yavuz Bülent Bakiler
Konuk Yazar-Türkiye
Yavuz Bülent Bakiler
23 Ocak 2012

''Hepimiz Ermeniyiz!'' Aptallığı



Adını bile anmak istemiyorum: Bir akılsız, aptal, bir cahil, hayır, hayır bir zır cahil adam, Hrant Dink’i öldürdü. Kim bir insanın öldürülmesini alkışlayabilir? Kur’an, “bir insanın öldürülmesini, bir âlemin yok edilmesine” benzetiyor... Ben de bir kişinin, kendi keyfine göre davranarak bir insanı öldürmesine binlerce defa lânet olsun diyenlerdenim. Hrant Dink cinayetinin büyük istismarlara yol açacağını, Türkiye üzerindeki Ermeni iddialarını kuvvetlendireceğini, başımızı çok ağrıtacağını düşündüm. Bugün görüyorum ki, hadiseler beni yüzde yüz haklı çıkarıyor. Şimdi gelin bu hazin dâvâya, bir de şu sorulardan yola çıkarak bakalım: 

Hrant Dink dâvâsı beş yıl devam etti. Dâvânın uzamasından şikâyetçi olanlar var. Türkiye’de beş yıl uzayan dâvâ sadece bu dâvâ değil. Bizde 10 yıl, 15 yıl, 20 yıl uzayan dâvâlar yok mu? Uzayan her dâvâ için meydanlara mı dökülmeliyiz? Dökülüyor muyuz? Hrant Dink dâvâsında verilen karar, kamuoyunu tatmin etmemiş. Herkes, sanıkların daha ağır cezalara çarptırılmasını istiyormuş. Pekâlâ! Türkiye’de ağır ceza mahkemelerinde verilen her karar, kamuoyunu rahatlatıyor mu? Yani sadece Hrant Dink dâvâsında mı bir noksanlık, bir yanlışlık var? Savcı da bazı hususların dikkate alınmadığını iddia ediyor. Dâvâyı temyiz edeceğini söylüyor. Yâni bu dâvâ henüz bitmiş değil. Temyizin ne karar vereceğini bilmiyoruz. Hâl böyle iken 40.000 kişinin meydanlara dökülerek “kaatil devlet!” “Hepimiz Hrantız! Hepimiz Ermeniyiz!” diye yırtınmasının sebebi ne? 
İnanıyorum ki, Hrant Dink’in öldürülmesine, on binlerin meydanlara dökülerek. “Kaatil iktidar!” “Hepimiz Hrantız! Hepimiz Ermeniyiz!” diye haykırmasına en çok sevinenler, Diaspora Ermenileriyle; bugünkü Ermenistan’ın devlet adamlarıdır. Taşnak ve Hınçak, mensuplarıdır. Çünkü Ermenistan’ın milyar dolarlar harcayarak yapamayacağı Ermenilik propagandalarını, bütün dünya milletleri önünde, bizim on binlerce insanımız yapıyor. Ben “Hepimiz Ermeniyiz!” haykırışlarıyla yollara çıkan bizim kalabalıklarımıza sormak isterdim: Acaba benzer bir olay Ermenistan’da cereyan etseydi, yani bir Türk gazetecisi, bir Ermeni delikanlısı tarafından öldürülseydi, başkent Erivan’da on binlerce Ermeni vatandaşı, “Hepimiz Türküz!” çığlıklarıyla meydanlara çıkarlar mıydı? Ermenistan devletini yerden yere vururlar mıydı? 
Bizim otuz civarında elçilik mensubumuzu, Ermeni asıllı kaatiller, yabancı ülkelerde kurşunlayarak delik deşik ettiler. Bugün Hrant Dink için yeri-göğü birbirine katan Ermeni sevdalıları, aynı hassasiyetin binde birini bizim masum insanlarımızın öldürülmelerinden sonra neden göstermediler? 
Ermeni devletinin Türkiye toprakları üzerinde büyük emelleri var. Adamlar açık açık; “Doğu ve Güneydoğu Anadolu, işgal edilmiş Ermeni toprağıdır” diyorlar. Samimiyetle şuna inanıyorum: Ermenistan devleti şu veya bu devleti, arkasına alarak bir gün Doğu Anadolumuza saldırsa “Hepimiz Hrant Dinkiz! Hepimiz Ermeniyiz!” diye haykıranların bir kısmı Ermenistan ordusu saflarına geçip bize saldıracaklardır. Hem de aşkla saldıracaklardır. 

Aptal Türkler

Her milletin aptalı olur da Türk’ün olmaz mı?

Kendi tarihini bilmeyen, okumayan, öğrenmeyen, başka milletlerin karşısında, tam bir aşağılık duygusuyla iki büklüm eğilip kalan Türkler, aptal kere aptaldırlar. Hrant Dink dâvâsı dolayısiyle binlerce değil, on binlerce aptal Türk, cezbe halinde bağırıp duruyorlar: “Hepimiz Hrant Dink’iz! Hepimiz Ermeniyiz!” diyorlar. Dünkü yazımda belirtmiştim: Bir aptal, bir ahmak, bir zır cahil adamın, Ermeni dâvâsına hizmet edercesine Hrant Dink’i öldürmesi ne kadar utanç yüklü bir hareket ise, on binlerce kişinin meydanlara dökülerek “Hepimiz Ermeniyiz!” diye haykırması da o derece yanlıştır. Aptalca bir davranıştır. 
Bazı köşe yazarlarımızın makaleleri de, aptallığımızın ikinci yüzüdür. Adamlar, hiçbir ciddi incelemeye girişmeden “Kendimizi Ermenilerin yerine koyalım. Birinci Dünya Savaşında, 1914-1915 yıllarında, Ermeniler büyük kayıplar verdiler. Büyük acılar yaşadılar!” diyorlar. 
1914-1915 yıllarında, hakikaten çok kanlı olaylarla karşı karşıya kaldık. Türklerden, Kürtlerden, Ermenilerden ölen, öldürülen kimselerin sayısı yüz binlerin çok üzerindedir. O büyük facia karşısında, üzülmemek elbette mümkün değil. Ama “Kendimizi Ermenilerin yerine koyalım. Adamlar haklı!” diyenler, kendilerini biraz da Türklerin yerine koymalıdırlar! Sanki 1914-1915 yıllarında, Türkiye’de yaşayan Ermeni vatandaşlarımız kendi işleri güçlerinde çalışırlarken, milletimizin, devletimizin, ordumuzun aleyhinde hiçbir harekete bulaşmazlarken Türk halkının, Türk ordusunun büyük zulmüne uğrayarak büyük kayıplar vermişlerdir. Peh! 

Bu iddia, baştan sona kadar bir büyük safsatadan ibarettir. Bizim aptal adamlarımız, akıllarına şöyle bir soruyu katiyyen getirmiyorlar; demiyorlar ki: “Biz, Birinci Dünya Harbinde 7 cephede çarpışırken, kendi işlerinde güçlerinde olan Ermeni vatandaşlarımızın üzerine niçin saldıralım?.. Aklını peynir ekmekle yiyen bir devlet bile, 7 cephede düşmanla çarpışırken bir de içeride, kendi vatandaşlarına karşı bir cephe açmaz. Osmanlı devleti, hükümranlık süresi olan 624 yıl içerisinde 195 savaş yapmış. 195 savaşa katılan koca Osmanlı devleti, hiçbir savaşta, Ermenilere dokunmamış da, en güçlü olduğu devirlerde, Ermenilerin kılına bile dokunmamış da, neden en son savaşlarından birinde; üstelik dünyanın en güçlü devletleriyle çarpışırken tutup, bir de kendi topraklarındaki masum Ermenilere karşı kanlı bıçaklı olmuş?” Bu soruyu kendisine sormayan, cevabını aramayan, öğrenmeyen her insan hem de aptal kere aptaldır. Araştırılınca görülecektir ki, biz Birinci Dünya Savaşına girdiğimizde, kendimize hep dost bildiğimiz Ermeni vatandaşlarımız, Rusların, İngilizlerin, Fransızların oyunlarına gelerek bizi arkadan vurmaya başlamışlardır. Kürtleri ve Türkleri, câmilere doldurarak diri diri yakmışlardır. Kuyulara gömmüşlerdir. Sulara batırmışlardır. Duvarlara çivilemişlerdir. Derilerimizi soymuşlardır. Analarımızın gözü önünde çocuklarımızı tandırlarda kızartıp tepinmişlerdir... Ve daha binlerce cinayet işlemişlerdir. Sonra Suriye’ye sürülünce kendileri de yüz binlerce kayıp vermişlerdir. Bu kanlı hadiselerin müsebbipleri Türkler değildi. İhanet Ermenilerden gelmişti... 

 

Not: Yazarın Türkiye Gazetesinde yayımlanan 21-22 Ocak 2012 tarihli yazıları burada birleştirilmiştir. 



Bu yazı 1,561 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Mart 2013 Allaha ısmarladık
    • 10 Mart 2013 Anıtkabir'de Kral Abdullah'ın gözyaşı
    • 4 Mart 2013 Hocalı'da Ermeni ve Rus vahşeti
    • 25 Şubat 2013 Ah Enver Ağabey!
    • 24 Şubat 2013 Sinoplu gençleri kim tahrik etti?
    • 18 Şubat 2013 Kemalizmin millet anlayışında dinin yeri yoktur
    • 4 Şubat 2013 Türk Olmak Şereftir
    • 21 Ocak 2013 Nazım Hikmet'e niçin saygı duyayım? -ll-
    • 14 Ocak 2013 A. Menderes'e tekme tokat dayak, Apo'ya renkli televizyon
    • 13 Ocak 2013 Terör biter mi dersiniz?
    • 31 Aralık 2012 Soner Yalçına Açık Mektup
    • 25 Kasım 2012 Turan Yazgan Hoca da...
    • 23 Ekim 2012 Fazıl Say cayırtısı
    • 21 Ekim 2012 MHP Devlet Bahçeli'yle büyümüyor, büyümeyecek!
    • 8 Ekim 2012 Atsız Şaman mıydı?
    • 1 Ekim 2012 Balyoz davasının hakimi ben olsaydım...
    • 9 Haziran 2012 Abdurrahim Karakoç (1932-2012)
    • 9 Nisan 2012 Ordumuzu siyasete bulaştırmamak
    • 1 Nisan 2012 Türk Ocakları 100 yaşında
    • 5 Mart 2012 Hocalı mitinginde bir yanlışımız

    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,920 µs