Peygamberimiz (asm)ın sünneti, onun gibi Kur'anı yaşamak, ona itaat etmektir. Onun gibi yaşamak, Onun gösterdiği çabanın bir benzeri ile Kur'an'ı dünyaya yaymaya çalışmak, ahlâk olarak gücümüzün yettiğinin en fazlasıyla Ona benzemek için gayret etmektir.
Resûlullah (asm), Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır. (Ahzab Suresi, 21) ayetiyle bildirildiği üzere bizim için en güzel örnektir.
Peygamberimiz (asm), devlet yönetiminden ticarete, eğitimden sosyal dayanışmaya kadar birçok konuda bizi bilgilendirir. O'nun sünnetinin en belirgin özelliği, kolaylığıdır. "Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız. Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz" (Buhari) buyurarak bu gerçeği ifade eder. Peki kolay olduğu halde neden zor görüyoruz? Onun sünnetini gereği gibi yaşadığımızı söyleyebilir miyiz?
"Kim sünnetimi ihya ederse, beni ihya etmiş olur. Kim beni ihya ederse Cennette benimle beraberdir" buyurur Peygamberimiz(asm) ve sonsuza kadar Onunla birlikte olma müjdesi verir. Peki bizler, sünnetini gereği gibi ihya edebiliyor muyuz?
Resûlullah (asm), Allah'ın kendisine indirdiğinden başkasına uymayacağının kararlılığı içindedir. Bu kararlılıkla hak dini, en güzel ve en doğru şekliyle insanlara bildirir. Bizler ise zaaflara, hırslara, tutku dolu isteklere sahibiz. Dini kabul etmemize rağmen bu zayıflıklarımıza zaman zaman yeniliyoruz. Zaaf ve tutkularımızı terk edeceğimiz yerde dinin hükümlerini terk ediyoruz.
Eşimizin-dostumuzun, akrabalarımızın nasıl karşılayacağından emin olamadığımızdan, dinin bazı hükümlerini yerine getirmekten çekiniyoruz. Dine uygun olmayan kimi alışkanlıklarımızdan vazgeçemiyoruz.
O, Kur'an'ın ifadesiyle, ... 'Kör olanla, gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?" (Enam Suresi, 50) buyururken, bizler birçok sorumluluğumuzu görmezden geliyoruz.
Allah'ın buyruğu olan yardımseverliği hayatımızın her anında sergileyebiliyor muyuz? Esirlere, yolda kalmışlara, zorluk içindeki yoksullara, yetimlere ne kadar yardım ediyoruz? İhtiyacımızdan artakalanını infak etmemiz gerekirken, bu sorumluluğumuzu gereği gibi yerine getiriyor muyuz? Peygamberimiz (asm), "infak et, arşın Rabb'i eksiltir diye korkma" buyururken biz vicdanımızı devreye sokarak gerçekten ihtiyacımız olanı mı ayırıyoruz, yoksa eksileceğinden korkarak yığıp biriktiriyor muyuz?
Peygamber Efendimiz (asm), " Şüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin." (Kalem Suresi 4) ayetinde de belirtildiği üzere çok güzel ahlaklı, şefkatli, anlayışlı bir insandı. Müminlerin sorunları ile ilgilenir, imanlarını artırmaları yönünde onlara hatırlatmalar yapardı. Onların sıkıntıya düşmesi gücüne giderdi. "Ve müminlerden, sana tabi olanlara (koruyucu) kanatlarını ger." (Şuara Suresi, 215) ayeti gereği şefkat dolu ve esirgeyiciydi. Bizler ise onun güzel ahlakını tanımak, ona benzemek, ahirette Onunla yakın olabilmek için ne kadar çaba gösteriyoruz? En güzel örnek yanı başımızda iken bizler kendimize başkalarını örnek alıyor, onların davranışlarına, konuşmalarına, giyim tarzlarına özeniyor, onlar gibi yaşamaya çalışıyoruz. İnsanları doğru olana, en güzel ahlâk ve tavra özendirmek önemli bir sorumluluğumuz iken kendimiz bu güzel ahlâkı yaşamak için ne kadar çaba içindeyiz?
Rabb'imiz, "Kendilerinden önce o yurdu (Medine'yi) hazırlayıp imanı (gönüllerine) yerleştirenler ise, hicret edenleri severler ve onlara verilen şeylerden dolayı içlerinde bir ihtiyaç (arzusu) duymazlar. Kendilerinde bir açıklık (ihtiyaç) olsa bile (kardeşlerini) öz nefislerine tercih ederler. Kim nefsinin 'cimri ve bencil tutkularından' korunmuşsa, işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır. (Haşr Suresi, 9) buyurarak Ensarı övüyor ve bize örnek gösteriyor. Bizler ise din kardeşlerimiz için ne kadar fedakârlıkta bulunuyoruz?
Peygamber Efendimiz (asm), "Merhamet edin, merhamet olunasınız. Af edin, af olunasınız. Yazık laf ebesi olanlara. Yazık günahlarına bilerek devam edip, istiğfar etmeyenlere" ve "merhamet etmeyene merhamet edilmez" (G. Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis) buyuruyor. Peki bizler şefkatli ve merhametli olmayı ne kadar önemsiyoruz?
"Allah refikdir (merhametli ve şefkatli), rıfkı sever ve rıfka mükabil verdiğini başka hiçbir şeyle vermez. (Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi) sözleriyle bizi uyarırken Resûlullah, biz O'nun şefkatli ve merhametli kişiliğini ne kadar örnek alıyoruz? Allah'ın rızasını kazanıp, aramızdaki kardeşlik bağlarının artmasına ve güçlü bir birlik olmamıza vesile olacak olan bu duyguları ne kadar yoğun yaşıyoruz?
Bediüzzaman, Muhammed(asm)ı şöyle anlatır; "Nasıl kâinat insan için yaratılmış ve kâinattan maksud ve müntehab insandır; öyle de, insandan dahi en büyük maksud ve en kıymettar müntehap ve en parlak ayine-i Ehad ve Samed, elbette Ahmed-i Muhammed'dir."
Hepimiz aynı peygamberin ümmeti olma bilinci ile ona layık birer mümin olmaya çalışırsak, yeryüzünde barışın ve esenliğin kaynağı olabiliriz. Bu yüzden çıkış yolumuz, Allahın Kitabına ve Peygamberimiz (asm)'ın sünnetine sımsıkı sarılmaktır, asla bırakmamaktır. O'nun tebliği kıyamete dek geçerlidir. O'nun tebliği bizim de tebliğimiz, Onun tevhid mücadelesi bizim de tevhid mücadelemizdir.
Hz. Ebu Bekir(ra) şöyle der: "Yüce Allah, Muhammed aleyhisselama dinini ayakta durduracak, buyruğunu açıklayıp hakim kılacak, tebliğ görevini yerine getirecek ve Allah yolunda savaşacak kadar ömür yaşattıktan sonra, O'nu vefat ettirdi."
... Ancak O, hâlâ diridir. Bize düşen O'nun gibi, örtümüzden sıyrılmak, dirilmek, kalkıp uyarmaktır.
Fuat Türker
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle