İstediğini, istediği zaman, istediği yerde toplayan Allahın Adıyla
Yüce Allahın Müminler ancak
kardeştirler
(Hucurat Suresi, 10) ayetiyle haber verdiği kardeşliği biz
Müslümanlar ne kadar yaşıyoruz?
Kalbim Allah aşkı ile dolu diyoruz da birbirimize karşı o aşktan
kaynaklanan kardeşlik sevgisini ne kadar hissediyoruz?
Allah saf bağlayarak mücadele etmemizi, haksızlıklar
karşısında birlik olup karşı durmamızı isterken biz gücümüzü birbirimiz için
kullanıyor, farklı mezhepten, farklı cemaatten olan Müslüman kardeşlerimize
karşı saf bağlıyoruz.
Şöyle söyler Şeyh Sadi Şirazi: "İnsanlar
elbiseye bakarak içindekinin nasıl insan olduğunu bilmezler. Mektubun içinde ne
olduğunu ancak yazan bilir... Sen servet, saadet içinde iken dostluktan
bahsedenleri, kardeşimsin diyenleri hakiki dost sanma. Hakiki dost; perişanlık,
zaruret, felaket zamanında el tutan kimsedir."
Bizler kötü gün dostu olmak şöyle dursun, iyi günde
birbirimizden selamı esirgiyor, birbirimizin kitaplarını okumuyor, satmıyor,
birbirimizin camiinde namaz kılmıyor, bizden olmayanı düşman görüyoruz. Ortak
değerler üzerinde ittifak etmeyi değil, ihtilafı seçiyoruz.
Allahın buyruğu olan 'hayırlarda yarış'ı benimsemek ve bu Rahmanî yarışta
gücümüz yettiğince çaba harcamamız gerekirken, biz birbirimizi rakip görüyor, dünyevi
işlerde birbirimizle yarışıyoruz.
Allah, Kuran ahlakının yeryüzü hakimiyetini vaad eder,
Peygamberimiz (sav) de müjdelerken, bizler sıcak evlerimizde oturuyor, bunun
için hiçbir çaba göstermiyor, riske girmekten kaçınıyoruz. Riskten kaçındığımız
gibi, Allah yolunda mücadele içinde olan, yalnızca Allah için yaşayan
Müslümanları saflıkla nitelendiriyor, eleştiriyor, yaptıklarını küçümsüyoruz.
Birbirimize hüsn-ü zan etmemiz Kuranda çok açık emredildiği
halde, Müslüman kardeşlerimize atılan iftiralar konusunda araştırma dahi
yapmadan hemen inanıyor, dahası yaygınlaştırıyoruz.
Allah cennet ehlini, "Onların göğüslerinde kinden (ne varsa tümünü)
sıyırıp-çektik, kardeşler olarak tahtlar üzerinde karşı karşıyadırlar." (Hicr Suresi, 47) ayetiyle tarif ederken, biz birbirimize
kin ve düşmanlık güdüyor, buğz ediyoruz.
Müslümanlar arasındaki tesanüt ve
dayanışmayı engellemeye çalışan şeytana fırsat veriyor, birbirimize karşı kuruntulara
düşüyoruz.
Rabbimiz, "Kullarıma, sözün en güzel olanını
söylemelerini söyle. Çünkü şeytan aralarını açıp bozmaktadır. Şüphesiz şeytan
insanın açıkça bir düşmanıdır." (İsra Suresi, 53) buyururken güzel söz
söylemek bir yana, birbirimize hatırlatma ve uyarıda bulunmuyor, şeytanın
planlayıp uygulamaya koyduğu sinsi tuzaklarına kolaylıkla düşüyoruz.
Peygamberimiz(sav) bizim için en
güzel örnek olduğu halde, Onun, Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz!
Müslüman Müslümanın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştirler hadis-i şerifini göz ardı ediyor, yalnızca
sevdiği yemekleri yiyerek sünnetini ihya ettiğimizi zannediyoruz.
Bu arada
bazı din adamlarının durumunu da unutmayalım. Kimi, Allahı ve delillerini
hatırlatmak, insanların imanını güçlendirecek konular anlatmak yerine, misvakın
nasıl kullanılacağını anlatıyor, kimi de ya inkârın kaynağı olan evrime ya da reenkarnasyona
Kurandan zorlama delil getirmeye çalışıyor. Müslümanların birlik olmasının
zamanın en büyük farzı olduğunu yalnızca bir ya da birkaç din âliminden
işitebiliyoruz.
Necip
Fazıl şöyle söylüyor; Doğruyu mu
arıyorsun? Allah ile Resulünün bildirdiği. İyiyi mi arıyorsun? Allah ile
Resulünün öğrettiği. Güzeli mi arıyorsun? Allah ile Resulünün gösterdiği
Ancak bizler
doğru, iyi ve güzeli hep yanlış yerlerde arıyoruz.
Hicret sırasındaki Ensar ve Muhacir
gibi dostça yaşamak varken, düşmanlıkla hem güçten düşüyor hem hayatı azap
içinde yaşıyoruz. Bizler ne zaman birer Ensar olabileceğiz?
Ve en önemlisi Deccal tüm dünyada
faaliyette iken, biz oturuyor, ezilenler, yurdundan sürülenler, zulme
uğrayanlar için bir şey yapmıyor, sadece izliyoruz. Zulme seyirci kalmanın,
zulme ortak olmak anlamına geldiğini düşünmüyoruz.
Allah, bütün bu göz ardı ettiğimiz
her şey sebebiyle sürekli uyarıyor, sürekli hatırlatmalarda bulunuyor. Ama biz
musibet geldiğinde sebebini düşünmüyor, kendimizi gözden geçirip hatalarımızı düzeltmeye
çalışmıyoruz.
Derin uykumuzdan uyanmak ve
Bediüzzamanın ifadesiyle tembellik döşeğinden kalkmak için kaç musibet daha
isabet etmesini bekliyoruz? Birlik olma zamanı gelmiştir. Tüm İslam Alemi
kardeşliği sözde değil, özde yaşamalı ve kardeşlik bağlarımızın güçlendirilmesine
çaba harcamalıyız. Allah vaadini zaten tamamlayacak, İslam ahlakını hâkim
kılacak. Bu süreçte bizim ne yaptığımız önemli. Özür olmaksızın oturmak yerine,
buna vesile olup Allah Katındaki derecelerimizi artırmak istemez miyiz?
Bugün, dünya üzerindeki büyük fikri
mücadele iman ve inkâr arasındadır. Bir
tarafta iman sahipleri, diğer tarafta din dışı felsefe ve görüşleri savunanlar
vardır. Vicdanımızı diri tutarak, Deccalî fitneye ve tüm dünyada
yaşanan zulme karşı birlikte saf bağlayarak mücadele etmeliyiz.
Zorluk
ve sıkıntılar hep birlikte aşılır. Kur'an'ın ruhu içerisinde birleşmeli, hangi ırktan, hangi düşünceden olursa olsun, samimi iman
sahipleri ortak amaç için bir araya gelmelidir. Birlikte atılacak kardeşlik temeli
üzerinde- Allahın dilemesiyle- barış ve huzur dolu güzel bir hayat
yükselecektir.
O: "Dini dosdoğru ayakta tutun ve onda
ayrılığa düşmeyin" diye dinden Nuh'a vasiyet ettiğini ve sana
vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya vasiyet ettiğimizi sizin için de
teşri' etti (bir şeriat kıldı). Senin kendilerini çağırdığın şey, müşriklere
ağır geldi. Allah, dilediğini buna seçer ve içten kendisine yöneleni hidayete
erdirir. (Şura Suresi, 13)
Fuat Türker
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle