Umut Günlüğü
Umut Bulut
7 Mayıs 2012
Tarihin Yatak Odası
İddia ediyorum ki, Türk tarihinin en önemli olayı Baltacı Mehmet Paşa ve Katerina ilişkisidir. Türk gençleri dedelerinin ne kadar kahraman olduklarıyla değil, ne kadar çapkın olduklarıyla ilgileniyor. Günümüzde tarihi mevzuları görünür kılan, cazibe merkezi yapan nedir diye baktığımızda karşımıza hep bu gerçek çıkıyor.
Tarihi konulara popülarite kazandıran Tarihin Arka Odası programını ele alacak olursak karşımıza Pelin Batu'nun ve Selin Barlas'ın göğüsleri ve aptal sarışın halleri, Murat Bardakçı'nın böğürtülerinden, Erhan Afyoncu'nın mıymıy hallerinden daha çok dikkat çekiyor.
Muhteşem Yüzyıl dizisini ele alın bakın ne göreceksiniz padişahların vezirlerin yatak odalarına gizli kamera koymuş gibi bir merakla izlenir kılınıyor bu dizi. Muhteşem bir merakla karşı karşıyayız tarihin yatak odasına dair. Meselenin en can alıcı noktası şu soruda düğümleniyor ki, dedelerimiz nenelerimizi nasıl becermiş? Bu biraz da siyah beyaz porno merakı gibi
Tarihi filmlerimizde Malkoçoğlu bir sürü kahramanlık yapar çok umurumuzda olmaz, Bizans prensesini koynuna alır bu çok önemli bir mesele haline gelir bizim için. Milli kahramanlardan çok milli çapkınlarımız gururumuzu okşuyor çoğu kez. Adamları öldürmemiz yenmemiz çok mühim olmuyor kızlarını koynumuza almamız tarihi milli ve erkeklik meselemiz oluveriyor.
Muhafazakâr çevrenin tarih yazarları da zavallı bir fırsatçılıkla kendilerine söz düştüğünü zannediyor. Hiç kimsenin onların anlattığı tarihe itibar ettiği falan da yok aslında. Onlar sadece cemaat, belediye ve bakanlık finansmanı ile sağda solda tarihçilik oynuyorlar o kadar.
Muhafazakâr tarih yazarları cemaat belediye ve devlet destekli işlerin haricinde söyleyebilecek ne bulabiliyorlar? Yavuz Bahadıroğlu, Mustafa Armağan, Mehmet Niyazi muhafazakâr çevrenin en baba en popüler tarih yazarları kendi başlarına kullandıkları hangi özgün cümleleri var biliyor musunuz?
Başka bir yerden bakmaya ne dersiniz Halil İnalcık, Kemal Karpat, Ziya Nur Aksun kimlerin dikkatini çekiyor kim okuyor onları? Mühim olan aslında hakikatin bayrağını yukarıda tutma gayretidir.
Tarih dediğimizde haremden ve yatak odalarından başka insanların dikkatini çeken ne var hemen ilk elden sayabileceğimiz? Tarih adına bir gurup insan küstah ve saldırgan bir tavır sergilerken bunun karşısında cevap vermek adına zavallı bir köylülükle çırpınan tarih yazarları var.
Zeki Alaysa Metin Akpınar ikilisinin oynadığı bir filmde bir reklam kampanyası var. Slogan cümlesi şuydu reklamın: ''bu adamlar nereye bakıyor?'' Cevabı patronların baktırmak istediği yereydi. Birileri bizi bir yerlere bakmaya ve baktırmaya zorluyor. Bilmemiz gereken bir gerçek var ki bu gün tarih denildiğinde insanlar savaş meydanlarına değil, yatak odalarına bakmayı tercih ediyor.
Bu yazı 2,733 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
8 Ağustos 2016
Fetö/PDY Yahut Dilenci Mafyasının çöküşü
-
4 Şubat 2015
Cübbeli Yahut Çelik Çekirdek
-
1 Kasım 2014
Gavura gavur denmeyecek
-
17 Nisan 2014
Karizmatik Lider Kıtlığı
-
8 Nisan 2014
İmam Şafii Camii İçin Kitap Bağışı Talebi
-
5 Aralık 2013
Cemaat: İtibar ve masumiyet aşınması
-
21 Ekim 2013
F.G:Kutsal Sürgün yahut Cem Sultan Sendromu
-
25 Mayıs 2013
“Diyanet ayıplı hadisleri ayıkladı!”
-
12 Nisan 2013
Türk toplumunda Kürt nefreti
-
16 Haziran 2012
Bir vicdan bayrağı: Bülent Yıldırım
-
17 Mayıs 2012
Din ve Mehdi Tartışmalarına Mütevazı Bir Katkı
-
7 Mayıs 2012
Tarihin Yatak Odası
-
27 Mart 2012
Kurtlar Vadisinde neler oluyor?
-
26 Şubat 2012
Erbakan hırsız mı?
-
19 Şubat 2012
Genç imamlar rahatsız
-
17 Ocak 2012
Baydı artık Şu Hrant muhabbeti
-
15 Kasım 2011
''Dünyanın Memesinden Din Bahanesiyle Süt Sağanlar''
-
21 Ekim 2011
Top sakal bırakmak Firavun adetidir
-
11 Eylül 2011
''Erkek'' Bir Şair: Olcay Yazıcı
-
18 Temmuz 2011
Yerleşmek/ yerlileşmek
Yorumlar
+ Yorum Ekle