Varoluş Üçgeni
Üzeyir Lokman Çaycı
24 Aralık 2012
AKPnin Türk Esnaflarına Yumurta Tuzağı
32 yıldır Avrupa'dayım. Ben Fransa'da gıda dahil bütün mamûlleri satan bir mağazanın müdürlüğünü yaptım. Burada AKP'nin dayattığı kural söz konusu değil
Yani yumurta satmak için soğuk hava depolarına gerek yok !
İşe AKP'yi ve yöneticilerini bütün yönleriyle tanımamız gerektiğini söylemekle başlamalıyız.
AKP'nin dünya üzerinde aynı isimle Müslüman ülkelerde BOP (Tûrkiye'yi de içine alacak şekilde sürdürülen bir parçalama, bölme projesi plan Büyük Ortadoğu Projesi) çerçevesinde emperyalistler tarafından kurulan 4 veya 5 partiden biri olduğunu unutmayalım.
AKP yöneticilerinin siyasetleri kan ve gözyaşlarıyla şekilleniyor :
Suriye'de AKP desteğiyle öldürülen Müslüman sayısı : 100 bine ulaştı !
AKP yöneticilerinin İslam'la, ALLAH'la (C.C.) bağları kopuk, vicdan onların dünyalarında yok. Emperyalizmin emelleri ve yayılmacılık hesapları uğruna Müslüman katliamı yapılmasına destek olan, omuz veren, yardım eden, terörist örgüt kuran, bu örgütü teşkilatlandırıp Türkiye'de barındıran, silahlandıran, cinayet ışlettiren, maaşa bağlayan ; önce omuz omuza oldukları insanlara, birbirleriyle ruh ikizliği tavırları sergiledikleri, ellerinden ödül aldıkları insanlara kötülük yapmaktan çekinmeyen parti mensupları hiç Müslüman olarak adlandırılabilir mi ?
Her şeyi, her değeri, her kurumu Avrupa kriterleri böyle, Avrupa kriterleri şöyle diye diye alt üst ettiler.
Şu soruyu hiç onlara ve kendinize sordunuz mu ? : Bize dayatılanlar inanç, kültür, tarih, kimlik, yapı, doku, kişilik, karakter, ekonomik durum, bölge ve millet olarak uygun mu ? Biz AKP yozlaştırmalarını ne derece taşıyabiliriz, nasıl katlanabiliriz. Bu tahribatların, bilim dışı, psikolojik, sosyolojik, pedagojik araştırmalar yapılmadan, kurumlarda oynanan oyunları, insanlarımıza reva görülen hukuk dışılıkları, baskıları, şiddeti, biber gazlarını, zulümleri,haksızlıkları, ALLAH'sızlıkları ne derece taşıyabiliriz ?
Bir çok kurum gibi ekonomiyi de çökerttiler
Bütün zenginlikler emperyalist ülkelere peşkeş çekildi. Satılacak bir şeyimiz kalmadı. Hem devlet hem millet akıl almayacak şekilde fakirleştirildi. Ordumuz tanınmaz hâle getirildi ! AKP'lilerin aile boyu zenginlikleri ise dillere destan oldu
Halk ekonomik bunalımlara, yoksulluğa düşürülürken onların çocukları bile gemi üzerine gemi sahibi oluyorlar ! AKP yöneticilerinin savurgan, istikrarsız, ısrafa dayalı, partizan ve emperyalistleri kalkındıran politikalarıyla Türkiye'nin 700 milyar dolara ulaşan borcunu 7 nesil dahi ödeyemeyecek ! Size soruyorum Müslümanlık bu mu ?
Cinayetler, saldirılar, tahammülsüzlukler, aile ilişkilerini bozacak, toplum yapısını, kardeşliği, insanî ilişkileri yok edecek şekilde artarak yayılıyor. Bilim adamları, din adamları kendi ilgi sahalarının dışlarına itildiler. Para, makam, parti ve devlet gücü ile goz boyayarak insanların adete beyinleri yıkanıyor. Bu sebeple kötülukler, günahlar, zulümler iyi, güzel, insanî olarak adlandırılarak yorumlanır hâle getirildi. Yani insanları cehennem hayatına itmek, deccallaştırmak rölünü üstlenen bir AKP ve yandaşlarıyla karşı karşıyayız.
Size Müslüman görünüyorlar. Müslüman olmayanlara da sizdeniz diyerek, ne emrederseniz emredin yapalım diye konuşuyorlar. Bu iki yüzlülük siyaseti altında eritilen bir toplum ne yazık ki tam anlamıyla farkedilemiyor.
AKP yöneticileri emperyalizmin uydusu olarak yumurta satıcılarını da bakkaları da, üreticileri de, ziraatçıları da, ilmi de irfanı da, vatanseverliği de çökerterek yok etmek istiyorlar!
«Yumurta Avrupa'da bütün mağazalarda açıkta satılıyor. Gelin görün Auchan, Carrefour, Aldı gibi büyük mağazalar dahil bütün bakkallarda yumurtalar açıkta, karton kutularda, soğutucu olmayan raflarda satılmaktadır.»
AKP bu haliyle kapitalizmin, materyalizmin, yalanın, hilenin öncülüğünü de yaparak sizi, esnafları, milleti fakirleştirerek yok etmek istiyor!
Amerika istedi, AKP'liler tarafından Yavuz Donat'ın tabiriyle T.B.M.Meclisine yakın bir mesafede hukuk dışı yollarla gizli bir istihbarat örgütü kuruldu. Kahramanlar, Amerika karşıtları, Türk Milletini savunanlar, bayrak ve vatan aşıkları telefon konuşmaları dinlenilerek, bu konuşmalara eklemeler yapılarak terörist diye suçlandırıldılar. Hile ile ele geçirdikleri, baskı ile, çıkar karşılığı yandaşlaştırdıkları gazete ve televizyonlarla 40 kez bunlar terörist... bunlar terörist diye yaygara koparttırarak size inandırdılar. Hiçbiriniz bunlar terörist değil, bunlar vatansever, emperyalizme karşı oldukları için tertiplerle, sahte evraklarla tutuklandılar diye ortaya çıkıp Ulusalcılar gibi, Türkiye İşçi Partisi mensupları gibi, TGB'li gençler gibi, yığit bazı kadınlarımız gibi, Prof. Dr. Haydar Baş, partisi ve onun etrafında bulunan yiğit insanlar gibi, Can Ataklı, Aslan Bulut, Nihat Genç, Sabahattin Önkibar, Ufuk Söylemez, Emin Colaşan, Yavuz Selim DEMİRAĞ, Rıza Zelyut vb. yazarlar gibi «bize oyun oynanıyor, Türkiye içten çökertiliyor» diye haykıramadınız!
Yüzlerce yazı yazdım. Malesef şu an Türkiye emperyalist ısgal altinda, ulkemizde 40 yabancı askeri üş kurduran AKP yöneticileridir. Bundan sonra, gizli, üstü örtülebilecek cinayetler, ani ölümler, kâlpten öldü diye ortadan kaldırmalar, kaza süsüyle imha edilenler normal cenazelermiş gibi sizler tarafından kaldırılacak. Gaflet perdesini önünüzden kaldırmaya gücünüz yetmeyecek, size uyarıcılık yapması gereken imamınız para kokusu gösterilerek, filan hastaneye müdür yapıldı. Müftünüz doğruları konuşamayacak hale getirilerek filan kuruluşun başına getirildi.
Artık, aslı olmayan uydurma gerekçelerle, ticarî hayatınızı söndürmek isteyenlerin yüksek baskıları ile yumurta satamayacaksınız.
Ne demişti gençler size? : Susma sustukça sıra sana gelecek !
Ey AKP'liler, ey AKP içinde bulunan inançlı insanlar size de sesleniyorum. ALLAH (C.C.) rızası için uyanın. Emperyalizm, zamanı gelince kendi emelleri için, kendilerine hizmet eden insanları da yok eder
Yani yakında sıra size gelecek. Bakın bir örnek vereyim size : Durgun bir suya taş atın. Taşın düştüğü yerden başlayarak ta kıyılara kadar genişleyen daire şeklinde dalgalar oluşur. İlk daire vatansever Türk Silahlı Kuvvetlerinin trörist diye suçlanan kahraman subaylarına dokundu. Pekiyi ikinci dalga, üçüncü dalga, dördüncü dalga, beşincı dalga kimlere dokundu? Stratejik hassasiyeti olan Kozmik burolara girilerek Türk Milletinin Millî güvenliğine...
Diğer dalgalar kimlere dokunacak? Farkettiniz mi, farkedecek misiniz? Hayır! (Farkedeceklere bir sözümüz yok)
Pekiyi Ergun Poyraz neden tutuklandı?... Onun yazdığı Takunyalı Führer isimli kitabını okudunuz mu? Cevabını ben vereyim : Hayır! (Okuyanlara bir sözümüz yok)
Beni ve benim gibi olanları tam anlamıyla tanıyor musunuz? : Hayır! (Anlayanlara bir sözümüz yok)
Ben birlik ve beraberliği savunuyorum. Dünya üzerinde uluslararası insan hakları kuruluşlariyla birlikte de hareket ederek haksızlıklarla mücadele ediyorum. Maddi ve siyasî emellere sahip değilim. ALLAH (C.C.) rızası için uyarıcılık görevi yapıyorum. Tekrar ediyorum : Gurbete para, mal, mülk için çıkmadım. Aksine bir çok unvanı, önemli bir şekilde bana verilecek paraları, başkalarının haklarını koruma ve vatanıma, milletime olan sevgim uğruna uğruna bir çok kez reddettim. ALLAH'tan başka hiç kimseden korkmuyorum. İyi niyetime, dürustlüğüme, temiz kâlpliliğime, haklarıma, vücut bütünlüğüme dokunanların helâk olduklarını gördüm. Beni dinleyenlerin hepsi kazandılar, zor durumdan kurtuldular, aleyhimde konuşanların hüsrana uğradıklarını biliyorum. Olup bitenleri kalbiyle izleyen bir kişiyim. Canlılardan epey dostum var.
Bana yakınlaşıp benden ve manevî kişiliğimden istifade edip kurtulan, benden uzaklaşıp benim ve yakınımda bulunan kişiler aleyhinde çalışanların her kim olurlarsa olsunlar farkedemeyecekleri biçimlerde hüsrana uğradıklarını gördüm. Bunların çapını, şeklini, karşılaştıklarını günaha girmemek için açıklamayacağım.
Kâlplerinize, vücudunuza, yiyeceklerinize, böceklerinize her an dokunabilecek bir biçimde ve seviyede bugün düşman içinizde
AKP yöneticileri solucanlarınızı, arılarınızi, böceklerinizi ve sizin bedenlerinizi yavaş yavaş zehirleyerek yok edecek emperyalist bir ekibin içerisindeler !
Bugün AKP yöneticileri Türkiye'de ve çevresinde bütün zulüm kapılarını açtı. Bundan sonra çok zor günler yaşayacaksınız. Yapay depremler kapınızda. Faili meçhul cinayetler kalp krizi, trafik kazası, ya da intihar süsü verilerek geçiştirilecek! Ellerinizle evlerinize taşıdığınız gıdalarınız, yiyecekleriniz sizi silah gibi vuracak. Kendinizi kontrol edemeyecek şekilde sizi yiyeceklerle, ilaçlarla hayvanlaştıracaklar!
Dostu düşman olan, düşmanını dost bilen iflah olmaz!
Ukranya, Gurcüstan halkaları kadar olmadınız! Uyanın
Pakistan'da çocuklara sağlık aşısı yapan sağlık ekibini İslâma aykıridır diye imha eden bir zihniyetin Türkiye'de diriltilmek ve odaklandırılmak istendiğini ne zaman farkedeceksiniz?
Hikmet Esen öldü mü, öldürüldü mü?
Hikmet ESEN'le Fransa'da tanıştım... İyi bir arkadaş olmuştuk
Dürüst, inançlı, kültürlü, cana yakın bir kişiliğe sahipti. Vatanseverdi. Doğru bildiği yolda asla taviz vermezdi. Birbirimizle ilişkiyi hiç kesmedik. Bugün itibarıyla ben inanıyorum ki ona en çok dua eden benim
Hikmet Esen 1954, Niğde doğumluydu. 1978 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat ve Maliye Bölümünden mezun oldu. 1979'da Devlet Malzeme Ofisi'nde Müfettiş Yardımcısı olarak göreve başladı. 1981'de Stajyer Hazine ve Kambiyo Kontrolörlüğü sınavını kazanarak Maliye Bakanlığına geçti. 1984'de Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı Hazine Kontrolörü oldu. 1985 - 1988 yılları arasında Paris'te OECD Nezdinde Türkiye Daimi Temsilciliği Ekonomi ve Ticaret Müşavir Yardımcılığı yaptı. Yurt dışı görevinin ardından 1988'de yurda döndükten sonra 1991 yılında Hazine ve ve Dış Ticaret Müsteşarlığı Hazine Başkontrolörü görevine getirildi. 1991 yılında Ankara Üniversitesi Avrupa Topluluğu Araştırma ve Uygulama Merkezi (ATAUM) "Temel Eğitim Sertifikası'nın ardından 1992 yılında "Ekonomik ve Mali Politikalar" diploması alarak Avrupa Topluluğu Uzmanı oldu. 1994 yılında Paris'te "Fransa'da Özelleştirme Uygulamaları" alanında bir yıl süren araştırma yaptı. 1999'da Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsünde Yüksek Lisansı tamamladı ve "Kamu Yönetimi Uzmanı" diplomasını aldı. 2002 yılında 3 ay süreyle İskoçya'da "The Institute of Chartered Accountants of Scotland" (Edinburgh) Bağımsız Denetim, Uluslararası Muhasebe ve Denetim Standartları Kursunu bitirdi. 1995-1997 yılları arasında Hazine Kontrolörleri Kurulu Başkan Yardımcılığı görevine getirilen Esen, 15 Ekim 2003'de vekaleten, 9 Ocak 2004'te yayınlanan Ortak Kararname ile asaleten Kurul Başkanlığına atandı. Çok sayıda yayınlanmış kitabı ve makalesi olan Hikmet Esen aynı zamanda Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavir belgesine de sahipti. 53 yaşında kaybettiğimiz kıymetli kardeşim Hikmet ESEN evli ve bir çocuk babasıydı.
Yaptığı görev itibarıyla AKP ve uzantılarına oldukça dokunuyordu. Hayatta kalsaydı, AKP yöneticilerine bugünkü hazineyle ilgili hukuksuz ve keyfi icraatlarında izin vermeyecekti.
O'na ölmeden yıllar önce bana sorduğu sorulara verdiğim cevapların yıllar sonra doğru çıktığını, uyarılarımdaki haklılığımı kabul ettiğini telefonla bildirmesinden bir kaç gün geçmeden trafik kazasında öldüğü duyuruldu. Bir çok yazımda sordum, tekrar soruyorum : Hikmet Esen öldü mü, öldürüldü mü?
Hikmet Esen'le aramizda geçen konuşmaları bir başka yazımla yakında açıklayacağım.
Şu an işiniz, aşınız, maaşınız var... çocuklarınıza da iş buldunuz...
DIğer çocuklar mı, başkalarının çocukları mı, hiç umurunuzda değil? : Altta kalanın canı çıksın, der gibi haliniz var! Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir, diyen Peygamberimizden de (S.A.) hayli uzaktasınız. Kapalı odalarda, zihninizi ve kendinizi hapishane haline getirerek hayatınızı sürdürmeye, etrafınızda olup bitenleri, çevrenizi kuşatan yılanları çıyanları görmemeye oldukça kararlısınız!
Rahattasınız, televizyon dizileriye meşgulsünüz, ülkenizde kendinize ait millî vasfı olan, sesinizi duyurabilecek gazete ve televizyonunuz yokken lüks pahalı araba kolleksiyonu yapıyorsunuz... gerine gerine sabahları lüks villlarınızda Seda Sayan'ı izliyosunuz. Size inananları, size güvenenleri yok sayarak, çift kişilığinizle onları aldata aldata sergilediğiniz Müslümanlık, milliyetçilik, ülkücülük, vatanseverlik bu olsa gerek?!! Oh ne âlâ ne âlâ !
Ey yumurta satıcıları
Ey yumurta satıcılarını sevenler, fakir, fukarayı gözetenler, Müslümanım diyenler, vatanseverim diyenler Peygamberimiz (S.A.) diyor ki «Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır !» Esnafınıza, köylünüze, halkınıza, milletinize, bayrağınıza şu şucu bu bucu demeden tek bir idealde (fikirde, düşüncede, ülküde, amaçta, inançta, yüreklilikte, onurda, kalitede, yücelikte, sahip çıkmada) birleşerek, ayırım yapmadan hukuk çerçevesi içerisinde AKP yöneticileri ile yumurta satmak için de, ülkenizi, milletinizi savunmak için de mücadele ediniz.
AKP demek zulüm demek ! AKP demek haksızlık demek, AKP demek hukuksuzluk demektir. AKP demek, haysiyete, onura müdahale etmek demektir!
AKP demek emperyalizm demek! AKP demek materyalizm, kapitalizm, sömürü demek!
Tekrar ediyorum AKP sağlığa, güvenliğe, huzura zararlı bir partidir!
Ülkenizi, Müslüman öldüren, öldürten sahte Müslümanlardan, AKP'den, yöneticilerinden ve uzantılarından kurtarmak için demokratik yoldan elinizden ne geliyorsa yapınız!
Ankara, 16.12.2012
Bu yazı 2,085 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
11 Mart 2016
Harem Konusu
-
12 Şubat 2016
Ordu ve siyaset
-
16 Ocak 2016
Muhalefet partileri nasıl şekillendirildi?
-
31 Ekim 2015
Seçimler Ve Türkiyemiz
-
3 Eylül 2015
Tilki
-
22 Ağustos 2015
Öfkenin Bir Ucu
-
25 Temmuz 2015
Ah Ahmet Vefik Paşa Ah!
-
12 Temmuz 2015
AKP'li yöneticilerin suç ve günah işleme özgürlükleri
-
8 Aralık 2014
Geçmişteki zulüm tezgahı bu kez AKP tarafından kuruldu!
-
12 Kasım 2014
Eğitim Sisteminin Ve Ahlakın Çürütülmesi İçin
-
9 Ağustos 2014
Kime oy vereceğiz ?
-
25 Haziran 2014
Atatürkçesine
-
20 Ocak 2014
Onu susturun!
-
20 Aralık 2013
AKP yöneticileri ve dindar gençlik SAFSATALARI
-
2 Aralık 2013
Aynadaki Adam
-
19 Kasım 2013
İstanbul
-
11 Kasım 2013
Atatürk Ve Ayhan Baran
-
20 Ekim 2013
Evet Tayyip dünya lideri!
-
30 Ağustos 2013
İstiklali olmayanın istikbali olamaz!
-
3 Temmuz 2013
Hıyarname
Yorumlar
+ Yorum Ekle