Varoluş Üçgeni
Üzeyir Lokman Çaycı
29 Ocak 2013
Bizim Bakkal
Siyasi baskılar ve peşpeşine açılan büyük marketler nedenleriyle mahalle bakkalı kapanmıştı. Bir kaç kişi bir ay sonra bakkalın evine uğradılar.
Bakkala «Müşterilerini cezalandırırcasına apar topar dükkanını neden kapattın? Çok üzüldük... Şu an bize veresiye verecek, sığınacak, bizimle sohbet edecek, yüzümüze gülümseyecek kimsemiz kalmadı. » diye dert yandılar.
Bakkal : Bugünkü bana yaptığınız konuşmaları daha önceden yapmış olsaydınız ya da AKP'li yöneticiler bize karşı tavır koydukları zaman onlara tepki göstermiş olsaydınız, ben dükkanımı kapatmamış olacaktım. O sancılı günlerimde veya geceleri uyuyamadığın anlarda yanımda bir tek müşteri göremedim. O zamanlarda kendi kendime : « Bak senin hiç dostun yokmuş... halbuki sen bir dağ gibi onlara dost idin? » dedim.
Bakkalın sitemi onlara oldukça dokunmuştu. Önce gizlice büyük bir birlik oluşturdular. Bir dükkan kiralayarak içini mallarla doldurdular. Ona :
«Halil Amca
iktidar yanlısı gazeteler ve televizyonlar bizim beyinlerimizi yıkadılar. Biz iyiyi ve kötüyü ayırt edemez hale getirildik. Senin için bir dükkan kiraladık. İşte anahtarları
Senin ilgine, insan yüzüne, manevi varlığına ve tatlı sözlerine ihtiyacımız var. Kapitalizmin çarkları neredeyse bizi de imha edecekti. Geçmişimizden, bize ait unsurlardan koparılmak üzere idik. Bize iğreti görüntüler dindarlık olarak yutturulmak isteniyor. Bundan sonra değerli ordumuzun, bakkallarımızın, eczacılarımızın, öğretmenlerimizin ve işçilerimizin etkin bir şekilde yanlarında olacağız. » dediler.
Sonra dükkanının anahtarını ona verdiler.
Halil Efendi oldukça duygulanmıştı. Gözyaşlarını tutamadı. Artık güçlü bir birlik oluşturmuşlardı. Onlara : Benim oğlum Fransa'da çalışıyor. Oralarda büyük mağazaların özel günler hariç pazar günleri kapalı olduğunu öğrendim. Ayrıca büyük mağazaların Pazar günleri açmalarını önleyen bir uygulama var. Cumartesi günleri çalışanlara %50 artışla, eğer özel olarak pazar günleri çalışırlarsa %100 ücretlerine eklenerek ödeme yapılıyor.
Pazar günleri büyük mağazalara açma izni verme girişiminde bulananlar halkı yolunacak tavuk ya da makine gibi görüyorlar. Haftada bir güne sığıştırılan, halkın dinlenme, banyo, sohbet, gezme, ziyaret ve ibadet gibi hakları pazar gününde de budanmak isteniyor!
Bugün ülkemizde iş yerlerinde sigortasız, kayıtsız çalıştırılan milyonlarca insan var
İktidar sahipleri bunları görmezlikten gelerek, bize gerine gerine medeniyetten, çağdaşlıktan dinden imandan bahsediyorlar.
O civarda bu güçlü birlik karşısında bütün büyük marketler müşterisizlikten birer birer kapandı.
Kayseri, 23.07.2010
Bu yazı 1,512 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
11 Mart 2016
Harem Konusu
-
12 Şubat 2016
Ordu ve siyaset
-
16 Ocak 2016
Muhalefet partileri nasıl şekillendirildi?
-
31 Ekim 2015
Seçimler Ve Türkiyemiz
-
3 Eylül 2015
Tilki
-
22 Ağustos 2015
Öfkenin Bir Ucu
-
25 Temmuz 2015
Ah Ahmet Vefik Paşa Ah!
-
12 Temmuz 2015
AKP'li yöneticilerin suç ve günah işleme özgürlükleri
-
8 Aralık 2014
Geçmişteki zulüm tezgahı bu kez AKP tarafından kuruldu!
-
12 Kasım 2014
Eğitim Sisteminin Ve Ahlakın Çürütülmesi İçin
-
9 Ağustos 2014
Kime oy vereceğiz ?
-
25 Haziran 2014
Atatürkçesine
-
20 Ocak 2014
Onu susturun!
-
20 Aralık 2013
AKP yöneticileri ve dindar gençlik SAFSATALARI
-
2 Aralık 2013
Aynadaki Adam
-
19 Kasım 2013
İstanbul
-
11 Kasım 2013
Atatürk Ve Ayhan Baran
-
20 Ekim 2013
Evet Tayyip dünya lideri!
-
30 Ağustos 2013
İstiklali olmayanın istikbali olamaz!
-
3 Temmuz 2013
Hıyarname
Yorumlar
+ Yorum Ekle