Zulmetten Aydınlığa
Nurullah Aydın
5 Kasım 2013
Küresel Güçler Ortadoğu ve Türkiye
30. kitabım Küresel Güçler ORTADOĞU VE TÜRKİYE
Kamer yayınlarından çıktı.
Bütün kitapçılarda.
Küresel Güçler ORTADOĞU VE TÜRKİYE kitap arka kapak metni
Bir devletin jeopolitik ve jeostratejik sınırları, uluslararası çıkarlarının ulaştığı sınırlardır.
Dünyanın birçok jeopolitik ve jeostratejik öneme haiz bölgesi vardır.
Bunların başında Ortadoğu gelir.
Ortadoğu; tarihin yazıldığı, uygarlıkların oluştuğu, üç dinin ortaya çıktığı, halkların kimlik kavgası verdiği, Asyalıların, Avrupalıların egemen olmak için mücadele ettiği, petrol ve doğal gaz zengini bir bölgedir.
Türkiye; jeopolitik ve jeostratejik açıdan dünyanın en önemli bölgelerinden biridir. Bu bağlamda Anadolu, batılı ve doğulu devletlerin, tarih boyunca birinci derecede önemli jeopolitik ve jeostratejik sınırlarını oluşturmuştur. Anadolu günümüzde de en önemli jeopolitik bölge olma özelliğini taşımaktadır.
Türkiye; dünya üzerinde sorun olarak gözüken Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu ve Körfez bölgelerinin ortasında yer almaktadır. Bu konumu, O'nu, bu bölgelerde çıkarları olan ülkeler açısından vazgeçilmez yapmaktadır.
Türkiye'nin; üç tarafı denizle çevrili, enerji havzalarına yakın olması, enerji geçiş güzergahında olması önemini artırmaktadır.
Türkiye üzerinde stratejik planlamalar tarih boyunca sürmüştür. Yine üç büyük din, Museviliğin, Hıristiyanlığın, İslamiyetin küresel olmasında merkez Anadolu toprakları olmuştur.
Diğer ülkelerin Ortadoğu ve Türkiye'ye yönelik stratejileri her zaman olmuştur, olacaktır.
Her devlet; kendine göre doğru kabul ettiği bir alanda içinde yaşadığı mücadelenin stratejisini belirler ve uygulamaya çalışır.
Her toplumun her devletin mücadele alanı vardır.
Bir yerde mücadele varsa, bir yerlerden de tehdit geliyor demektir.
Hemen her toplumda; duyarlılık katsayısı en yüksek kesim değişkendir.
Türkiye için tehdit nedir, nereden gelmektedir? Bu soru farklı kesimlerce farklı algılanmış ve ona göre mücadele verilmiştir.
Türkiye; akıl ve bilim öncülüğünde güçlü ekonomisi, güçlü ordusu, genç dinamik işgücü ile stratejik planlama ile tarihi bölgesel ve küresel rolünü oynamak zorundadır.
Ortadoğu bölgesinin huzuru, güveni, barışı; Türk Devleti'nin tarihi rolüne yeniden sahip çıkması ile sağlanabilir.
Nurullah AYDIN (Gazi Üniversitesi Öğr.Gör.)
Bu yazı 1,129 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
15 Ekim 2018
İKTİDAR SAVAŞI VE PROPAGANDA
-
9 Ekim 2018
SİYASAL/EKONOMİK ŞEKİLLENDİRME
-
1 Ekim 2018
ABD-NATO VE TÜRKİYE
-
4 Aralık 2017
ÖVÜLENLER, ELEŞTİRENLER, SUÇLANANLAR KİM NE?
-
29 Ağustos 2017
Mikrodalga ile Beyin Kontrolü
-
21 Ağustos 2017
Kimler Neleri Tartışıyor
-
14 Ağustos 2017
Egemenlik Duygusu Stratejik Aldatma ve Yanıltma
-
7 Ağustos 2017
Sinsi Hainler ve Robotlaştırılanlar
-
31 Temmuz 2017
Mürteciler Yobazlık ve Kimlik Parçalanması
-
24 Temmuz 2017
Sapkın İslamcı araplarçıların Çığırtkanlığı
-
17 Temmuz 2017
Ders Almasını Bilmek
-
10 Temmuz 2017
Güveni İstismar Edenler
-
3 Temmuz 2017
Kirletilen Solan Adalet
-
29 Haziran 2017
Küresel Odaklar ve Türkiye
-
19 Haziran 2017
Çığırtkanlar Güven ve Umut
-
12 Haziran 2017
Yalan Rüzgarı, Kin, Nefret Fırtınası
-
5 Haziran 2017
Vahhabi Selefi Haşhaşiler Zihniyeti ve Türkiye
-
29 Mayıs 2017
Bilgi Algı Medya Hukuk
-
22 Mayıs 2017
Duyarlı Olmak Ama Neden Nelere?
-
15 Mayıs 2017
Kuklalar Görevliler ve Karar Vericiler
Yorumlar
+ Yorum Ekle