Zulmetten Aydınlığa
Nurullah Aydın
1 Mart 2014
Hak Adalet Vicdan Hukuk
Hak, Adalet, Vicdan, Hukuk,; insanlığın aradığı, istediği, uğruna büyük mücadeleler vererek bedel ödediği kavramlardır.
Ne yazık ki; geçmişte olduğu gibi bugün de bu kavramlar, her kesimce farklı algılanmakta, farklı yorumlanmaktadır.
Kişiye, kişilere, gruplara, menfaat çevrelerine göre değişkenlik gösteren kavramlar; uygulamada, insanları isyan ettiriyor.
Bu haksızlık, hukuksuzluk dünyanın pek çok yerinde olmasına karşın, özellikle İslam ülkeleri bu kavramlardan uzak, kaosun vahşetin yıkımın içindedir.
İslam ülke önderleri, alimleri, gazetecileri; hırslarının, servetin, şehvetin esiri olarak halk kitlelerini dini vaatlerle sözlerle uyuşturarak, rahatlıkla her kavramı tersyüz edebiliyorlar.
Türkiyede Yargı; çağdaş ülkelerde görülmeyen bir tartışmanın içinde! Öylesine ki hemen her soruşturma, her dava, her karar, lehte veya aleyhte tartışma konusu ediliyor.
Siyasetçiler gibi sokaktaki halk da; adalet var mı, yok mu diye tartışıyor.
Bir kesim hırsız var diyor, diğer kesim komplo, tezgah, montaj, iftira diyor.
Siyasetin, sermayenin emrinde yargı, felakettir.
Yargı mensupları; öz eleştirisini cesaretle yapma erdemini göstermelidir.
Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı örtüsü altında yargının içine düşürüldüğü durumu kimsenin savunacak mecali yoktur.
Yargı gücünü vesayete dönüştürerek, bunu yargı bağımsızlığıyla meşrulaştırmaya çalışmanın hukuk devletinde yeri olamaz.
Yargının konjonktürel dalgalanmalara, değişen ve seçilen kişilerin kimliğine bağlı olarak sürekli revize edilmesi endişeyle izlenmektedir.
Siyasi entrikalar, yandaşlık, karşıtlık; toplumu ayrıştırmaya bölmeye devam ediyor.
Yargının siyasetin içine çekildiği kanaati yaygınlaşmaktadır.
Yargı kararlarının vicdanları tatmin etmemesi; Türkiyenin hukuk devleti imajını zedelemektedir.
Ülkede; siyasetçi, gazeteci, polis, savcı, hakim ikiye bölünmüş durumda.
Yürütülmekte olan soruşturmalar ve görülmekte olan davalarla ilgili yapılan yorumlar, bağımlı bir yargı algısının oluştuğunu göstermektedir.
Yargı bağımsızlığı, hukuk devleti, tarafsızlık, yansızlık, tartışılıyor.
Demokrasi tartışılıyor.
Hukuk devleti tartışılıyor.
İslam dininin ilkeleri, Müslüman kimlik tartışılıyor.
Adalet, hırsızlık, dürüstlük, yalancılık, sahtekarlık, ikiyüzlülük, düzenbazlık tartışılıyor.
Kavramlar anlamını yitiriyor. Her kesime göre farklı anlam kazanıyor.
Ülke yönetimi ve toplum bu durumdadır.
Bu kutuplaşma nereye kadar böyle gidecek?
Demokrasinin, özgürlüklerin teminatı olan hukukun üstünlüğüne olan inançla, yargıyı her türlü siyasetten, dinlerden, ideolojilerden, keyfilikten, yandaşlıktan uzak tutmaya çalışmak gerekir.
Unutulmamalıdır ki; adalet bir gün herkese lazım olur.
Günün Sözü: Ders alınmış başarısızlık en büyük başarıdır.
Bu yazı 1,065 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
15 Ekim 2018
İKTİDAR SAVAŞI VE PROPAGANDA
-
9 Ekim 2018
SİYASAL/EKONOMİK ŞEKİLLENDİRME
-
1 Ekim 2018
ABD-NATO VE TÜRKİYE
-
4 Aralık 2017
ÖVÜLENLER, ELEŞTİRENLER, SUÇLANANLAR KİM NE?
-
29 Ağustos 2017
Mikrodalga ile Beyin Kontrolü
-
21 Ağustos 2017
Kimler Neleri Tartışıyor
-
14 Ağustos 2017
Egemenlik Duygusu Stratejik Aldatma ve Yanıltma
-
7 Ağustos 2017
Sinsi Hainler ve Robotlaştırılanlar
-
31 Temmuz 2017
Mürteciler Yobazlık ve Kimlik Parçalanması
-
24 Temmuz 2017
Sapkın İslamcı araplarçıların Çığırtkanlığı
-
17 Temmuz 2017
Ders Almasını Bilmek
-
10 Temmuz 2017
Güveni İstismar Edenler
-
3 Temmuz 2017
Kirletilen Solan Adalet
-
29 Haziran 2017
Küresel Odaklar ve Türkiye
-
19 Haziran 2017
Çığırtkanlar Güven ve Umut
-
12 Haziran 2017
Yalan Rüzgarı, Kin, Nefret Fırtınası
-
5 Haziran 2017
Vahhabi Selefi Haşhaşiler Zihniyeti ve Türkiye
-
29 Mayıs 2017
Bilgi Algı Medya Hukuk
-
22 Mayıs 2017
Duyarlı Olmak Ama Neden Nelere?
-
15 Mayıs 2017
Kuklalar Görevliler ve Karar Vericiler
Yorumlar
+ Yorum Ekle