Askeri ve Siyasal Ortaklık olarak 4 Nisan 1949 yılında kurulan NATO (Kuzey Atlantik Paktı Örgütü/North Atlantic Treaty Organization/Organisation du Traité de lAtlantique Nord. Merkezi Belçikanın başkenti Brükselde olan NATOda resmi diller, İngilizce ve Fransızcadır.) Türkiyede tartışılmıyor, gündemden ısrarla kaçırılıyor. Peki, ama neden?
4 Nisan 1949′da Washington Antlaşması ile kurulan NATO bir kolektif savunma örgütü olarak bilinmektedir.Kurucu antlaşmanın özellikle üçüncü, dördüncü ve beşinci maddeleri önemlidir. Bu maddelerle üye ülkeler, ortak savunma için yeteneklerini geliştirmeye, herhangi bir üyenin toprak bütünlüğü, siyasî bağımsızlık ve güvenliği tehlikede olduğunda bir araya gelmeyi ve herhangi birine saldırıldığında bu saldırıya hepsine karşı yapılmış bir saldırı olarak kabul etmeyi taahhüt etmişlerdir.
En önemli ve tartışmalı madde, NATOnun görev sahasını belirleyen 6. maddedir. Alan dışılık (out of area) kavramıyla anılan bu düzenlemeye göre, NATO sadece sınırları antlaşmada açıkça tarif edilen Kuzey Atlantik bölgesinde meydana gelen saldırılara karşı işlevseldir. Soğuk Savaşın sona ermesinden sonra esnek yorum yöntemiyle içeriği genişletilen bu madde, özellikle Afganistan müdahalesiyle tamamen işlevsiz kılınmıştır.
NATOnun kuruluşuna karşı, SSCB ve Doğu Bloğu ülkeleri Varşova Paktını kurmuşlardır. Böylece Soğuk Savaş olarak anılan ve 1991′de Varşova Paktının kendini lağvetmesine kadar süren kutuplaşma belirginleşmiştir.
Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinin bulunduğu bu ittifaka, Federal Almanya, 1955′te İspanya1982 yılında katılmıştır. De Gaulle döneminde NATOnun askeri kanadından çekilen Fransa, NATOyla ilişkilerini tekrar geliştirmiştir.
NATOnun etkinliği dış güvenlik ile sınırlı kalmamıştır. 1950′li yıllarda İtalyadan başlayarak NATO ülkelerinde gizli özel harekât daireleri kurulmuştur. Gladio adı ile anılan bu birimler ülkelerdeki her tür muhalefete karşı bir önlem olarak oluşturulmuştur. Bu birimler aynı zamanda derin devlet kavramının da ortaya çıkmasında rol oynamıştır. NATO, Soğuk Savaş sonrası Gladio kurumlarının dağıtıldığını iddia etse de, bu birimler yeni yapılanmalarla daha etkin ve derin duruma getirilmiştir.
SSCB ve Doğu Bloğunun dağılması ve Soğuk Savaşın sona ermesiyle varlığı ve amaçları tartışma konusu olan NATO, kendine yeni hedefler ve görev sahaları edinmiştir.
1990′lar boyunca çeşitli dönüşümler geçiren NATO, 11 Eylül saldırılarını takiben iyice belirginleştiği üzere uluslararası terörle mücadeleyi ana hedef olarak belirlemiştir.
NATO üyesi ülkelerin ayrılıkçılara sunduğu açık siyasi ve askeri destekle, kararlı Güç ve Müttefik Gücü harekatları ile Yugoslavya devleti yıkıldı, NATO askeri üsleri kuruldu.
ABDnin Sudan ve Somalinin bombalanmasında, Irak ve Afganistan işgallerinde ve Libyanın Kaddafinin yıkılmasında NATO vardır. Türkiye ana üs olmuştur.
Türkiye; SSCB lideri Stalinin önce 1939′da Molotov kanalıyla Ribbentrop ve Hitlerden, sonra da 1945′te Truman ve Churchillden sınır talepleri dolayısıyla Batı ittifakı ve NATO ile yakınlaşmıştır.
1950 yılında Kore Savaşına Birleşmiş Milletler komutası altında ABD ve Güney Korenin yanına asker gönderilmiş ve böylece NATO üyeliği sağlanmıştır.
Londrada 17 Ekim 1951 tarihinde yapılan bir Protokol ile Türkiye ve Yunanistanın da İttifaka katılımları onaylanmış, Türkiye 18 Şubat 1952′de yine Fuat Köprülünün dışişleri bakanlığını yaptığı Adnan Menderes hükümeti döneminde NATOya resmen üye olmuştur.
Türkiye, NATOya kabul edildikten yedi ay sonra 8 Eylül 1952′de İzmirde Müttefik Kara Kuvvetleri Karargahı (LANDSOUTHEAST) kurulmuştur.
NATO Kuvvetler Statüsü Sözleşmesi adlı uluslararası anlaşma, Türkiyede 10 Mart 1954 tarihli ve 6375 sayılı kanunla onaylanmıştır. NATO Kuvvetleri Sözleşmesi, her biri oldukça detaylı yirmi maddeden oluşur. Kısaca bu anlaşmayla ABDnin Türkiye topraklarında askeri tesisler ve üstler kurması ve askeri personel bulundurulması kabul edilmiştir.
1966 yılında, NATOya ait haber alma tesislerinin sayısı 112′ydi. Türkiyede 35 kilometrekarelik alan NATOnun denetimindedir. Buraya, bakanlar dahil Türk yetkililerin NATO komutasından izinsiz girmesi yasaktır.
1976 yılında imzalanan ABD-Türkiye Savunma ve İşbirliği Anlaşması, İncirlik, Kargaburun ve haber alma tesislerinin NATO adına ABD tarafından kullanılmasını sağladı. 1980 yılında 12 Eylül Darbesi sonrasında imzalanan Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması ile 12 askeri üssün NATO adına ABDnin kullanmasına karar verildi. Bu anlaşma, ABDnin talebi doğrultusunda halen yürürlüktedir.
NATO terörle mücadele mükemmeliyet merkezi ana istihbarat ve faaliyet üssüdür.
Türkiye; NATO denetim ve kontrol alanıdır.
Türkiye; ABD-İngilterenin eğitiminden geçen ve denetiminde olan askeri- siyasi, hukukçu, eğitimci, danışman kimliklilerce yönlendirilmektedir.
Türkiye; istihbarat ve hava yer radar askeri üsleri ile işgal altındadır.
Bu gerçek açıkça bilinmeden Türkiyede oynanan demokrasicilik oyunu anlaşılamaz.
Günün Sözü: zaafı olan hırslı tipler emperyalist güçler için ideal yöneticilerdir.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle