Anadolu toprakları, uygarlıklar, imparatorluklar, devletler beşiğidir. Kahramanlığın da, vatanseverliğin de, hoşgörünün de, ihanetlerin de, entrikaların da, kumpasların da, dinciliğin de, yobazlığın da birikim yeridir.
Bir kesime göre; ülke kalkınıyor, dış politikada sıçrama yaşanıyor.
Bir kesime göre; ülke tarihin en cahil, en yalancı, en sorumsuz, en hırsız, en çıkarcı özel yetiştirilmiş Müslüman görünümlü bir şebekenin elinde kaosa sürükleniyor.
Bir kesime göre; olanlar bu bir illüzyon ve taktikten ibarettir. Batı dünyasının angajmanı olduğumuz sürece dış politikada hiç bir şeyi değiştiremeyiz.
Komşularla sıfır politika, demokratikleşme, insan hakları, özgürlükler gelişecek, halkın talepleri olacak, diktatörlükler yıkılacak denildi, deniliyor.
Gelinen nokta nedir? Slogansı sözcüklerle Libya, Tunus, Mısır, Yemen, Suriye çatışma ortamına sürüklendi. Sonuçta batı bombardımanı altında, kardeş kardeşi katlederek on binlerce insan öldü, kentler yakılıp yıkıldı, yakılıp yıkılmaya devam ediyor.
Batı; Türkiye'ye bölgede çok sınırlı bir hareket alanı bırakmıştı. Stratejik bir hamleye ise asla izin vermediler. Vermeyecekleri de açıktır. Çünkü Türkiye; tarih boyunca Ortadoğu, Orta Asya, Kuzey Afrika ile iç içe yaşamış yüzyıllar boyunca Batının karşısında set olarak vardı. Bunu yıkan batı, Türkiyenin yeniden aynı konuma gelmesine müsaade edemez.
Etkin rol almada önceki ve şimdiki kadrolarda algı; ikna konsepti ve sıfır sorun politikası ile bölgeye nüfuz etme çalışmaları olarak sürdürülüyor.
Acı ama gerçek olan Türkiyenin kuruluşunda, İngiliz milletler topluluğunun gizli üyesi oluşu yatmaktadır. Dolayısıyla dış politika, İngilizlerin onayladığı sınırda sürdürülüyor. Devamında ise 1951 NATO girişle birlikte ABD odaklı oldu. Zaman içinde İngiltere ve ABDye endekslenmiş bir Türkiye profili şekillendirildi.
Batıya Türkiye'nin angajmanları ile bölgeye empoze edilmeye çalışılan model çelişkilerle doluydu. Kuşkusuz bunda bir diğer etkileyici bir sebep de son dönemde iç ve dış politikaya rengini vermekte olan Neo Osmanlıcı dil, retorik ve yaklaşımın bölge ülkelerini ürkütecek boyutlarda kendini tezahür ettirmesi rol oynadı.
Komşularla sıfır sorun anlayışı, sıcak ilişkiler, kardeşlikler, yakın temaslar, dostluk ambalajı altında ticarî-ekonomik ilişkiler öne çıkarıldı. Ancak her şey ABD ve AB'nin göz yumduğu marja bağımlı olduğundan, işin Türkiye'yi sahiden bölge halklarıyla buluşturacak noktalara gelmesine izin verilmedi.
Türkiye'ye tanınan serbesti stratejik değil, taktik ve operasyonel alanla sınırlıdır.
Batılılara söyledikleri açıktı; siz bölgeyi bizim kadar iyi bilmiyorsunuz. Bizi bölgede özerk bırakın, biz bölgenin dilini, reflekslerini, kodlarını çok iyi biliriz, diyorlar. Batı'ya angajman olanlar, kendilerini iktidara taşıyanlara şükran ve diyet hesabındalar.
Batı stratejik politikalarına angajman olan yönetenler; heyecan ve coşkuyla havalara girdiler. Ancak zaten sınırlı limitler içinde hareket etmek durumunda olmasından kaynaklanan acı gerçekle karşı karşıya kaldılar. Elde edilen sonuçlar taktikler seviyesinden çıkıp sanki Türkiye kendi adına bölgede iş yapıyor görüntüsünü vermeye başlayıncadur dediler.
Eş başkanlık görevi verildi. İşe koyuldular. Önce her ülkenin muhaliflerini, Türkiyede örgütlediler, batı ajanlarınca eğitilmeleri yönetilmeleri ortamı sağlandı. Lojistik destek sağladılar.
Ülkeler Arap baharı adı altında kin, nefret, öfke çatışma ile alt üst olurken, batının istediği petrol denetimiydi, kaos ortamında bunu sağladılar.
Batı; Türkiyeyi ve bölgeyi kaosa sürüklemede istediğini gerçekleştirmiştir. Bölge halklarının Türkiyeye yönelik kızgınlığı da canlandırılmıştır.
Şimdilerde ise; mültecilere kapılara açarak milyonlarca kendi ülkesine ihanet eden, hastalıklı sorunlu insanları ülkeye kabul ediyorlar.
Türkiyenin göçlerle etnik kimlik çatışmalara sürüklenmesi kaçınılmazdır.
Türk Milletine düşmanlık geni taşıyan ihanet şebekesinin ve dış odakların stratejik planı şimdilik uygulanıyor.
Ama henüz Türk Milleti son sözünü söylemedi. İzliyor.
Bekleyin!!!
Günün Sözü: Hırslı insanlar amaçları için ilke, din, kural tanımazlar.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle