En Sıcak Konular

Nurullah Aydın

Zulmetten Aydınlığa
Nurullah Aydın
12 Kasım 2014

Soran da İnsan Sorulan da İnsan



Eğitim insanı insanlığının farkına vardırır. Verilen eğitim insana kimlik ve kişilik kazandırır.

Tarih boyunca insanların kimisi din’e, kimisi kişiye tapınmaya, kimisi paraya-servete, kimisi bilime ve sanata yönelmiş.

Yeteneki becerikli yalancılık ustası olanlar ise; ikiyüzlükleri, döneklikleri, istismarcılıkları ile etkili ve yetkili olurlar.

İnsan görünümlü ucube yaratıklar; yalan, talan, dolanla insanı, toplumu, toplumları uyutmaya, uyuşturmaya devam eder.

Bu tipler; halkım der, halkları birbirine düşman eder. Milletim der milleti soyar.

Kardeşim der, kardeşini arkadan vurar. Barış der, katliamlara destek olur.

Sorgulama bilgi ve yeteneği köreltilmiş olan sürüleştirilenler ise izler, seyreder.

Kimisi yaşa varol der, kimisi lanet eder.

Kimisi adam der, kimisi de hırsız, yalancı, sahtekar der.

 

İnsan nedir sorusu tarih boyuna hep sorulmuştur. Sorulmaya da devam ediyor.

Peki ama nasıl oluyor da insan canlı varlıklar içinde kendisi ile yanı aynı anatomik yapıya, özelliklere sahip olan insana farklı bakıyor?

 

İnsanın insana, farklı bakmasının temelinde ne var?

Birçoğu  insan insandır, der. Oysa çoğu, insan insandır deyip geçemiyor çünkü herkes insanı insan olarak görmüyor.

 

İnsanların toplumdaki konumlarına göre insan tanımı da değişiyor.

 

Siyasetçiler için bir insan; bir oydur. Ondan daha ötede bir anlamı yoktur. Seçimlerde sandığa girecek tek bir oy sahibidir.

Ticaret yapanlar için insan; bir alıcı demektir. İnsanoğlunun ruhu ve bedeni, kaygıları, acıları, sevinçleri onları ilgilendirmez. O sadece bir alıcı, tüketicidir.

Mutasavvıflar için insan; bir ruhtur.

Fahişeler için her insan; bir müşteridir.

Mafya için insan; vurulacak bir gövdedir.

Mezar kazıcıları için insan; bir mevtadır.

Futbol takımları için insan; bir taraftardır.

Borsacılar için insan; bir alıcı, bir satıcıdır.

Dinler açısından insan; o yaratılmış kuldur.

Gazeteciler için insan; bir haber kaynağıdır.

Televizyoncular için insan; rating birimidir.

Totaliter rejimler için insan; sürüden biridir.

Futbolcular için insan; topa vuran bir aygıttır.

Modacılar için insan; giydirilecek bir bedendir.

Cemaatler için insan; kullanılması gereken araçtır.

Doktorların çoğu için insan; bir hastadır, bir vakadır.

Tarikatlar için insan; eğitilmesi gereken ham varlıktır.

Yargıçlar ve savcılar içinse insan; sanık, mağdur veya tanıktır.

Askerler için insan; bir erdir, ölmeye ve öldürmeye elverişli bir makinedir.

Şirketler için insan; aklı çelinecek, bir malı almaya yönlendirilecek bir potansiyel alıcıdır.

 

Oysa insan; bunların hem hepsidir hem de başlı başına hiçbiri değildir.

İnsan bunların tümünden daha anlamlı, daha karmaşık, daha öte bir şeydir.

Ama bu kavrayış, hümanizmin önde olduğu dönemler için geçerli.

 

İnsanı bir tek özelliğine indirgemeden onu bütünüyle anlamaya çalışmak, tarih boyunca Bilimin, teknolojinin, sanatın bir numaralı işlevi oldu.

İnsan toplumda yanlızlaşıyor.

 

Dolayısıyla düşünen insanlar ne olduklarına kendileri karar vermek zorundadır.

Toplumsal çarkın, yapının bir vidası mı yoksa ruhuyla, bedeniyle bir insan mı?

 

Günün Sözü: İnsan kendisinin de insan olduğunu anlamalı ve bilmelidir.



Bu yazı 1,025 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Ekim 2018 İKTİDAR SAVAŞI VE PROPAGANDA
    • 9 Ekim 2018 SİYASAL/EKONOMİK ŞEKİLLENDİRME
    • 1 Ekim 2018 ABD-NATO VE TÜRKİYE
    • 4 Aralık 2017 ÖVÜLENLER, ELEŞTİRENLER, SUÇLANANLAR KİM NE?
    • 29 Ağustos 2017 Mikrodalga ile Beyin Kontrolü
    • 21 Ağustos 2017 Kimler Neleri Tartışıyor
    • 14 Ağustos 2017 Egemenlik Duygusu Stratejik Aldatma ve Yanıltma
    • 7 Ağustos 2017 Sinsi Hainler ve Robotlaştırılanlar
    • 31 Temmuz 2017 Mürteciler Yobazlık ve Kimlik Parçalanması
    • 24 Temmuz 2017 Sapkın İslamcı araplarçıların Çığırtkanlığı
    • 17 Temmuz 2017 Ders Almasını Bilmek
    • 10 Temmuz 2017 Güveni İstismar Edenler
    • 3 Temmuz 2017 Kirletilen Solan Adalet
    • 29 Haziran 2017 Küresel Odaklar ve Türkiye
    • 19 Haziran 2017 Çığırtkanlar Güven ve Umut
    • 12 Haziran 2017 Yalan Rüzgarı, Kin, Nefret Fırtınası
    • 5 Haziran 2017 Vahhabi Selefi Haşhaşiler Zihniyeti ve Türkiye
    • 29 Mayıs 2017 Bilgi Algı Medya Hukuk
    • 22 Mayıs 2017 Duyarlı Olmak Ama Neden Nelere?
    • 15 Mayıs 2017 Kuklalar Görevliler ve Karar Vericiler

    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    9,422 µs