En Sıcak Konular

Nurullah Aydın

Zulmetten Aydınlığa
Nurullah Aydın
20 Temmuz 2015

Demokrasilerde Kanun Önünde Herkes Eşittir



Birlikte demokratik işleyişi, hukuku, dini, ahlakı, istismar ettiler, bozdular. Pişkinlikle sırıtarak birbirlerini suçluyorlar. Birbirlerine hırsız, yalancı, sahtekar, alçak, ajan diyorlar.

Türkiye’de siyasetçiler, iş adamları, sanatçılar, gazeteciler, akademisyenler, işçiler, esnaflar, köylüler, memurlar, din adamları, ateistler, deistler neleri konuşuyor, neleri tartışıyor?

 

Demokrasilerde; ayrıcalıklı kişi, sınıf, zümre yoktur. Kanun önünde herkes eşittir.

Demokrasilerde, hukuk devletinde; suç işleyen milletvekilinin dokunulmazlığı yoktur. Dokunulmazlık kürsü dokunulmazlığıdır. Yani sadece meclis kürsüsündeki konuşmalarından dokunulmazdır.

 

Hırsızlık, terör örgüt üyeliği, kalpazanlık, rüşvet, zimmet, görevi kötüye kullanma gibi suçlardan yargılananlara dokunulmazlık, çağdaş demokratik sistemlerde sözkonusu değildir.

 

Siyasetçi, sandıkta halka hesap verir düşüncesi, sadece Türkiye’ye özgü yaklaşımdır.

 

Demokrasilerde; cumhurbaşkanı da, başbakan da, bakan da milletvekili de yargılanır.

 

Dünya’da Demokrasi İndeksine göre 167 ülke, siyasi rejim işleyişine göre 4 gruba ayrılmış.

1) Tam demokrasiler...

2) Kusurlu demokrasiler...

3) Hibrit- Karma rejimler. Demokrasiyle yönetiliyormuş gibi görünen baskıcı rejim.

4) Otoriter rejimler...

 

Türkiye; Nikaragua, Tanzanya, Filistin, Uganda, Sierra Leone, Pakistan, Haiti gibi ülkelerle birlikte, Hibrit-Karma rejimler grubunda. Tablo; Türkiye’nin yerini gösteriyor.

 

Gerçek demokrasi sınıflandırmada;

Bölünme özgürlükleri yok,

Devletin kurumlarını altüst etmek yok.

Yürütme; yasamaya ve yargıya hiçbir şekilde müdahale etmez.

Protesto hakkına, yaşama hakkı kadar önem verilir.

Halkın yönetime katılım durumuna,

Kadın-erkek eşitliğine,

Basın ve ifade özgürlüğünün olup olmadığına,

Siyasi partiler arasındaki fırsat eşitliğine,

Demokrasi kültürünün yerleşip yerleşmediğine,

Sivil toplum örgütlerinin gücüne bakılır.

 

Türkiye; Okuma kültürünün gelişmediği, seçilmişlerin, bürokratların, iş adamlarının yargısal bağışıklığa sahip olduğu bir ülkedir.

 

Özgürlük, insan hakları gibi demokrasi de; yozlaştırılmaya, suistimal edilmeye uygun kavramdır.

 

Oy'la gelenler; demokrasiyi, amaçlarına varmak üzere bırakıp otokrasiye bir nevi kişisel monarşiye veya plütokrasiye tek kişi yönetimine dönüştürebilirler.

 

Toplumun suç işleme özgürlüğü yok ama toplumu yönetenlerin ve milletvekillerinin suç işleme özgürlüğü var diyen bir rejimin, demokratik rejim olduğundan bahsedilemez.

 

Anayasayı yasaları kendi amaçları için kullanan siyasetçilerin ayrıcalıklı olduğu rejim Demokratik rejim değildir.

 

Demokratik rejim; kuvvetler ayrılığına dayalı bağımsız yargının varlığı ile sağlıklı işler.

 

Herkesin eşit olmadığı, kişi sınıf ve zümrenin ayrıcalıklı olduğu bir rejim; sömürünün despotizmin egemen olduğu rejimdir.

 

Ayrıcalıklı dokunulmaz kişiler; toplumların kan emici mikroplarıdır.

 

Diktatörlüklerde; halk doğruları lidere söylemekten korkar.

Demokrasilerde ise; liderler doğruları halka söylemekten korkar.

 

Türkiye; kurum ve kurallarıyla işleyen Demokratik bir rejime kavuşmalıdır.

Türkiye; hukuk devleti olmalıdır.

 

Ayrıcalıkların olmadığı, kanun önünde herkesin eşit olduğu, bağımsız yargının sıradan vatandaşın güvencesi olduğu hukuk devleti işlerlik kazanmalıdır.

Kim nasıl ne şekilde bunları gerçekleştirecek?

Aydınlar; halkı bilinçlendirmelidir. Halkın sağduyusunun sesi yükseltilmelidir.

 

Günün Sözü: Mikrop gibi sinsice kavramları tersyüz edenlere aldanma.



Bu yazı 1,045 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Ekim 2018 İKTİDAR SAVAŞI VE PROPAGANDA
    • 9 Ekim 2018 SİYASAL/EKONOMİK ŞEKİLLENDİRME
    • 1 Ekim 2018 ABD-NATO VE TÜRKİYE
    • 4 Aralık 2017 ÖVÜLENLER, ELEŞTİRENLER, SUÇLANANLAR KİM NE?
    • 29 Ağustos 2017 Mikrodalga ile Beyin Kontrolü
    • 21 Ağustos 2017 Kimler Neleri Tartışıyor
    • 14 Ağustos 2017 Egemenlik Duygusu Stratejik Aldatma ve Yanıltma
    • 7 Ağustos 2017 Sinsi Hainler ve Robotlaştırılanlar
    • 31 Temmuz 2017 Mürteciler Yobazlık ve Kimlik Parçalanması
    • 24 Temmuz 2017 Sapkın İslamcı araplarçıların Çığırtkanlığı
    • 17 Temmuz 2017 Ders Almasını Bilmek
    • 10 Temmuz 2017 Güveni İstismar Edenler
    • 3 Temmuz 2017 Kirletilen Solan Adalet
    • 29 Haziran 2017 Küresel Odaklar ve Türkiye
    • 19 Haziran 2017 Çığırtkanlar Güven ve Umut
    • 12 Haziran 2017 Yalan Rüzgarı, Kin, Nefret Fırtınası
    • 5 Haziran 2017 Vahhabi Selefi Haşhaşiler Zihniyeti ve Türkiye
    • 29 Mayıs 2017 Bilgi Algı Medya Hukuk
    • 22 Mayıs 2017 Duyarlı Olmak Ama Neden Nelere?
    • 15 Mayıs 2017 Kuklalar Görevliler ve Karar Vericiler

    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    14,300 µs