En Sıcak Konular

Nurullah Aydın

Zulmetten Aydınlığa
Nurullah Aydın
24 Ekim 2016

İkiyüzlülük Utanmazlık Samimiyetsizlik



Her üç kelime de toplumda çok sık kullanılır. Herkeste kendine göre anlam yükler. Ama nedense toplumun çoğunluğunca olumsuz olarak görülen bu üç kelimeyi kişilik özelliği haline getirenler başarılı olur. Topumda bu tipleri takdir eder. İnsanlar; helal olsun be, yiyor, hırsız, yalancı, sahtekar ama başarılı hizmet ediyor cümlesini de peşinden söyler.

 

Şimdi bu durumda dürüst, namuslu, yalan söylemeyen, yetenekli insanlar ne yapabilirler ki. Halk; yeteneksiz diktatör eğilimli, hırslı, makyavelist tipleri seçiyor sonrada pişmanlık duyuyor.  Bu nedenle de patinaj yapıyor.

 

Kişi; karşıt düşünce sahibi kişilerin gözaltını alkışlıyor, hukukun egemen olduğunu anlatıyor, kendisi olumsuz duruma düşünce hukukun iflas ettiğini yazıyor. İkiyüzlülük değil mi?

 

Kişi; bazı davalarda, adı geçen herkese suçlu damgası yapıştırıp, linç ediyor. Yandaş aynı durumda olunca masumiyet karinesine vurgu yapıyor. Utanmazlık değil mi?

 

Davalara göre; hukuk, adalet,  kanun, insanlık konuşuluyor. Samimiyetsizlik değil mi?

 

Toplumun ortak değerleri, devlet gelenekleri altüst ediliyor Cesaret gösterisi değil mi?

 

Türkiye’yi kökünden sarsan iddialar artıyor, kimse oralı olmuyor. Kefilim diyorlar, görevini yapmıştır deniliyor. Siyasi irade tak diyor, şak diye gereği yapılıyor.

 

Halka şamar oğlanı muamelesi yapılıyor. Yasalar değişiyor. Yandaşlar servetlerine servet katıyor. Hırsızlık yolsuzluk rüşvet yandaşlar için meşru hale gelmiş.  Yasama organı meclisin, yargı organın yetkileri devredilmiş. Hakimi savcısı suskun, milletvekili suskun.

 

Şehide ceset deniyor, sınırlar delik deşik, ulusal güvenlik evlere şenlik. Devlet yetkilileri teröristi yakalayıp yoketme görevini bırakmış pazarlıklar yapmakla görevli. Hergün ülke topraklarında bomba patlıyor insanlar ölüyor, asker sivil insanlar kaçırılıyor, yollar kesiliyor, gündem saptırılıyor.

 

Bakın;

Herkes, evrensel ilkelere duyarlı olsa....

Herkes, kendini temsil edenlere sahip çıksa...

Herkes, her zaman, insan haklarına saygılı olsa...

Herkes, ifade özgürlüğüne saygılı olsa...

Herkes, dik dursa...

Herkes, biraz vefalı olabilse...

Herkes, yalakaların suratına tükürse biraz...

Herkes, sorunlara tuttuğu takım kadar kafa yorsa... Hiç sorun kalmayacak aslında.

 

Bunda kuşkusuz akılcı pozitivist anlayışın toplumda yer etmemesi rol oynamaktadır. Din odaklı düşüncelerle, kitlelerin uyuşturulmasının sonucudur.

 

Dini düşünce kaynakları, bilim ve teknolojide 12. yüzyılda durmuştur. Bugünde ortaya konulan görüşler yüzyıllar öncesinin yorumlarıdır. 21 yüzyıl insanını tatminden uzaktır.

 

Oysa; İnsanoğlu gelişiyor, değişiyor, dönüşüyor. Yaşama, dünyaya ilişkin anlayışlar bakışlar da olduğu gibi algılaR da dönüşüme uğruyor.

 

Ancak değişmeyen  gerçekliklerde vardır. Canlıların biyolojik yapısı ihtiyaçları duyguları farklılaşabiliyor. Doğum, ölüm, yaratılış, dünyanın ve evrenin uyduğu kurallar, ilahi irade, değişmez gerçekliklerdir.

 

Ancak; tarihsel yorumlar, değişken olduğu için bu değişkenlerin koyduğu ilkeler kurallar  da kesin olamaz, değişebilir.

 

Kimilerinin doğruları, kimilerinin yanlışları olmuştur. Bugün de yarın da olacaktır. 

Temel sorun yaratılış amacına göre insanının neyi anlayacağı ve nasıl yaşayacağıdır.

Dün olduğu gibi bugün de tartışmaların temelinde bu yatıyor.

 

Soruyorlar; hocam ne olacak bu ülkenin hali? Ben de; bakalım, görelim diyorum. Ya siz?

 

Günün Sözü: İnsanı yalan söyleyip söylemediğine göre sev ve takdir ET.



Bu yazı 1,209 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Ekim 2018 İKTİDAR SAVAŞI VE PROPAGANDA
    • 9 Ekim 2018 SİYASAL/EKONOMİK ŞEKİLLENDİRME
    • 1 Ekim 2018 ABD-NATO VE TÜRKİYE
    • 4 Aralık 2017 ÖVÜLENLER, ELEŞTİRENLER, SUÇLANANLAR KİM NE?
    • 29 Ağustos 2017 Mikrodalga ile Beyin Kontrolü
    • 21 Ağustos 2017 Kimler Neleri Tartışıyor
    • 14 Ağustos 2017 Egemenlik Duygusu Stratejik Aldatma ve Yanıltma
    • 7 Ağustos 2017 Sinsi Hainler ve Robotlaştırılanlar
    • 31 Temmuz 2017 Mürteciler Yobazlık ve Kimlik Parçalanması
    • 24 Temmuz 2017 Sapkın İslamcı araplarçıların Çığırtkanlığı
    • 17 Temmuz 2017 Ders Almasını Bilmek
    • 10 Temmuz 2017 Güveni İstismar Edenler
    • 3 Temmuz 2017 Kirletilen Solan Adalet
    • 29 Haziran 2017 Küresel Odaklar ve Türkiye
    • 19 Haziran 2017 Çığırtkanlar Güven ve Umut
    • 12 Haziran 2017 Yalan Rüzgarı, Kin, Nefret Fırtınası
    • 5 Haziran 2017 Vahhabi Selefi Haşhaşiler Zihniyeti ve Türkiye
    • 29 Mayıs 2017 Bilgi Algı Medya Hukuk
    • 22 Mayıs 2017 Duyarlı Olmak Ama Neden Nelere?
    • 15 Mayıs 2017 Kuklalar Görevliler ve Karar Vericiler

    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,787 µs