En Sıcak Konular

Nurullah Aydın

Zulmetten Aydınlığa
Nurullah Aydın
27 Mart 2017

Kime Kimlere Güvenilir



İnsanlar çoğu kez hayal kırıklığı yaşar. “Ona güvenmiştim ne kadar da inandırıcıydı oysa yalancıymış, sahtekarmış beni kandırdı” der.

Kime güvenmeliyiz? Adam gibi adamlara. Peki adam gibi adamlar kim?

İnsan tipleri

1. Güvenilir insan

2. Güvenilmez insan

3. Güvenilir gibi görünen güvenilmez insan

4. Kendine güvendiren güvenilmez insan

 

Bazıları mutlu, bazıları suskun, bazıları ezik, bazıları sinmiş durumda.

Mutlu olanlarda; gurur, kibir, pişkince arsızca yüzlerinde.

Mutlu olanların ortak özellikleri: makam, servet, şehvet düşkünü, yalancı, çıkarcı olmaları.

 

Toplumu ayakta tutan bütün ortak değerler, paramparça ediliyor.

 

Her konuda; Ya halkımız ya Milletimiz diyorlar. Hangi milletten oldukları belli ama açıkça söyleme cesaretinden yoksunlar. Tarihi fırsatı yakalamışlar, kin, öfke ve hınçla saldırıyorlar. Sinsice tuzak kuruyorlar.

 

Bilinçaltlarındaki aşağılık komplekslerini tatmin içinde yalakalık yapanları taltif ediyorlar.

 

Kötülüğü; insanlarımıza yapıyorlar. İnsanlarımızı bizden olan olmayan diye ayırdılar.

Kötülüğü; siyaset’e yapıyorlar. Robotlaşmış biat eden etmeyen diye ayırdılar.

Kötülüğü; medya’ya yapıyorlar. Yandaş, candaş diye ayırdılar.

Kötülüğü; ticarete yapıyorlar. Yeşil olan-olmayan diye ayırdılar.

Kötülüğü; din’e yapıyorlar. Dindar insanların inancını ya bu, ya da değil diye ayırdılar.

Kötülüğü; kızlara, kadınlara yapıyorlar. Kadınları ayırdılar.

Kötülüğü; eğitime yapıyorlar. Okulları ayırdılar.

Kötülüğü; bürokrasi’ye yapıyorlar. Yeteneksizleri takdir ve taltif ediyorlar.

Kötülüğü; kardeşliğe yapıyorlar. Toplum ayrışmaya başladı.

Kötülüğü; adalet’e yapıyorlar. Hakim-savcıları ayırdılar.

Kötülüğü; ordu’ya yapıyorlar. Darbeci ordu, cuntacı ordu, millete ihanet eden ordu, katil ordu diyorlar. Asker bizim, ordu bizim.

Kötülüğü; polis’e yapıyorlar. Polis kamplara ayrıldı, bölündü, parçalandı. Yakışır mı bu. Polis bizim, devlet bizim, adalet bizim, halkımızın.

 

Nereye kadar gider bu iş?

Yapılan siyaset; bir ülkeyi böylesine nasıl ayrıştırabilir?

 

Vicdan nasıl bunu kabul edebilir?

Ülkesini böylesine ayrışmış görmekten bir insan nasıl rahat uyuyabilir?

 

Ülkeyi; korku almış bürümüş, adalete güven kalmamış, gelir uçurumu artmış, işsizlik, yoksulluk, açlık almış başını gidiyor, bunları görmemek midir insan olmak?

 

Herkes; cumhuriyet, demokrasi, insan hakları, adalet, kardeşlik, mutlu ve huzurlu bir yaşam, geleceğe güven duymak istiyor. Ülkeyi ve çocukların geleceğini tehlikeye atmak değil.

 

Adamlığı; kine öç almaya ben ve ötekiye dökenler, ticarete dökenler ve peşinden körü körüne sürüklenenler, ülkemizi ne hale getirdiğinize bir bakın, elinizi vicdanınıza koyun, vicdanınıza ve geç olmadan bu ayrıştırma siyasetini terk edin.

 

Her kafadan bir sesin çıktığı, herkesin her konuda uzman olduğu bir ortamda gerçeklerin ne olduğu anlaşılabilir mi?

 

Bunun için de; yapılması gereken nedir?

Binlerce yıldır aynı coğrafyada kaynaşan bütünleşen toplumun farklı renklerini, sevgi-saygı-paylaşım-adil yönetimle enerjik hale getirmek gerekir.

 

Bu ayrıştırıcı, bölücü kötülüğe alet olanları, bu topraklar, geçmişte affetmedi, şimdi de gelecekte de affetmeyecek. Biz de affetmeyeceğiz.

 

Çare; aydınlanma ve adam gibi adamlara güvenmekten geçer. Tarih, akıl, bilim böyle diyor. Adam gibi adamları bekleyin!

 

Günün Sözü: Dünya gerçeklerini algılayabilecek yöneticileri, aydınları, siyasetçileri etkili olmayan bir toplum, yabancı güçlerin emireri olanlarca idare edilmeye mahkumdur.



Bu yazı 1,069 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Ekim 2018 İKTİDAR SAVAŞI VE PROPAGANDA
    • 9 Ekim 2018 SİYASAL/EKONOMİK ŞEKİLLENDİRME
    • 1 Ekim 2018 ABD-NATO VE TÜRKİYE
    • 4 Aralık 2017 ÖVÜLENLER, ELEŞTİRENLER, SUÇLANANLAR KİM NE?
    • 29 Ağustos 2017 Mikrodalga ile Beyin Kontrolü
    • 21 Ağustos 2017 Kimler Neleri Tartışıyor
    • 14 Ağustos 2017 Egemenlik Duygusu Stratejik Aldatma ve Yanıltma
    • 7 Ağustos 2017 Sinsi Hainler ve Robotlaştırılanlar
    • 31 Temmuz 2017 Mürteciler Yobazlık ve Kimlik Parçalanması
    • 24 Temmuz 2017 Sapkın İslamcı araplarçıların Çığırtkanlığı
    • 17 Temmuz 2017 Ders Almasını Bilmek
    • 10 Temmuz 2017 Güveni İstismar Edenler
    • 3 Temmuz 2017 Kirletilen Solan Adalet
    • 29 Haziran 2017 Küresel Odaklar ve Türkiye
    • 19 Haziran 2017 Çığırtkanlar Güven ve Umut
    • 12 Haziran 2017 Yalan Rüzgarı, Kin, Nefret Fırtınası
    • 5 Haziran 2017 Vahhabi Selefi Haşhaşiler Zihniyeti ve Türkiye
    • 29 Mayıs 2017 Bilgi Algı Medya Hukuk
    • 22 Mayıs 2017 Duyarlı Olmak Ama Neden Nelere?
    • 15 Mayıs 2017 Kuklalar Görevliler ve Karar Vericiler

    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,013 µs