En Sıcak Konular

Fuat Türker

Mücadele
Fuat Türker
1 Ekim 2010

Şeytanla ve Dinsizlikle Mücadele



Yüce Allah’ın varlığının binlerce apaçık kanıtı olmasına rağmen bazı insanlar, Allah’ın tüm insanlara buyruğu olan din ahlakını yaşamaktan kaçınırlar. Kuşkusuz, bu çok cahilce bir davranıştır. Çünkü insanın yaşamı boyunca aradığı gerçek huzur, mutluluk ve güveni bulabilmesinin yolu, yaratılışına göre yaşamasıdır. İnsan din ahlakına uygun yaratılıştadır ve dini yaşamayan bir kimse gerçek mutluluğu yaşayamaz. Gün içinde yaşanan kısa mutluluklar geçicidir; bu zaten gerçek mutluluk değildir. İnsanların çoğu yalnızca mutluluk taklidi yaparlar.


Din ahlakı insana sabırlı, şefkatli, merhametli, hoşgörülü, vicdanlı, kısacası güzel karakter özellikleri kazandırır ve güzel bir yaşamı beraberinde getirir. Bireylerinin din ahlakına uygun yaşadığı bir toplumda ise, huzur ve güven toplumun geneline yayılır.


Bu açık gerçeği görmezden gelen kişiler, din ahlakının yaşanmaması için büyük bir mücadele içindedirler. Çünkü çoğunlukla kişisel çıkarları, din ahlakına ters olan kötülükler üzerine kuruludur. Yürüttükleri mücadele gereği birbirini hiç tanımayan, daha önce hiç karşılaşmamış olan kişiler bile aynı amaçla bir araya gelebilir, birlikte hareket edebilirler. Dine karşı olan kişilere sorular sorulduğunda benzer cevaplar verirler, farklı ortamlarda benzer sözleri söyler, benzer konuşmaları yaparlar. Bu kimseler aynı merkezden organize edilmiyor gibi görünseler de, gerçekte onları yönlendiren ve idare eden bir varlık vardır. O; şeytandır.


Şeytanın verdiği çeşitli telkinlerle bu kişiler inkâr eder, din ahlakına karşı mücadele verirler. Bu görüşlerin savunucuları yeryüzünün hemen her köşesinde aynı çarpık mantıkla aynı tepkileri verir, aynı çabayı gösterirler.


"... Gerçekten şeytanlar, sizinle mücadele etmeleri için kendi dostlarına gizli-çağrılarda bulunurlar..." (Enam Suresi, 121)


Dinsizlik propagandası yapan ve din ahlakına karşı mücadele eden inkârcılar, organize olmasalar da şeytanın davetine uyarak ortak hareket ederler. Şeytanın, ülkesi, dili, ırkı farklı olan insanlara din ahlakının karşısında olmaları için verdiği telkinler aynıdır. Tümü, şeytanın yönlendirmesi sonucu aynı şekilde davranırlar. Gerektiğinde, şeytanın yönlendirmesiyle nasıl davranacaklarını, nasıl konuşacaklarını, hangi yolu izleyeceklerini bilirler.


Allah’ın iman edenlere bildirdiği en önemli yükümlülüklerden biri, iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmaktır. Bu nedenle samimi müminlerin, yeryüzünde kötülüğü yaygınlaştırma çabası içinde olanlara karşı ciddi bir fikir mücadelesi içinde olmaları gerekir. Bu önemli sorumluluğu yerine getirirken asıl tehlikenin, telkinleriyle dinsizliği yaygınlaştıran şeytan olduğunun bilincinde olmaları gerekir. Allah Kur’an’da, şeytanın insanlara farklı yönlerden yaklaşıp, onları şaşırtacağına dikkat çeker.


"Dedi ki: “Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onlar(ı insanları saptırmak) için mutlaka Senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım. Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın.”" (Araf Suresi, 16-17)


Şeytanın telkinleri, taktikleri ve hileleri farklılıklar gösterebilir, ama özünde mantık değişmez. Bu tehlikeyi etkisiz hale getirmek için din ahlakının yaygınlaşması gereklidir. Bunun için de, Allah’ın varlığının ve birliğinin apaçık kanıtları sürekli anlatılmalı, insanları din ahlakından uzaklaştıran sapkın felsefe ve görüşlerin çarpıklıkları göz önüne serilmeli, din ahlakının getireceği güzellikler hatırlatılmalıdır. Gerçekleştirilecek fikir mücadelesi, şeytanın insanlar üzerindeki etkisini kaldıracak ve onların Allah’a yakınlaşmalarına vesile olacak önemli bir yoldur. Allah, yolunda mücadele edecek samimi kullarına başarı ve zaferi müjdeler. Üstün gelecek olan şeytanın değil, Allah’ın fırkasıdır.


"Gerçekten onlar, muhakkak nusret (yardım ve zafer) bulacaklardır. Ve hiç şüphesiz; Bizim ordularımız, üstün gelecek olanlar onlardır." (Saffat Suresi, 172-173)


Fuat Türker



Bu yazı 1,605 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 22 Mayıs 2014 Somanın Ardından
    • 13 Şubat 2014 Mesleğimiz Uhuvvet Değil mi?
    • 9 Ocak 2014 Cephemizin Sinesinde İman Bir...
    • 13 Kasım 2013 Ortak Akıl; İstişare
    • 1 Eylül 2013 Müslümanlar İçin Başka Çözüm Yok!
    • 21 Temmuz 2013 Berekete Şükür Ayı; Ramazan
    • 3 Nisan 2013 Müslümanların Derdiyle İlgilenmeyen Onlardan Değildir
    • 15 Mart 2013 Korkma, Ebedi Varsın!
    • 17 Şubat 2013 En Büyük Kuvvet; İhls ve Samimiyet
    • 28 Ocak 2013 Asla Kopmayan Kulp; İttihad-ı İslam
    • 19 Aralık 2012 21 Aralık Son mu Başlangıç mı?
    • 19 Kasım 2012 Zulmedenler
    • 10 Kasım 2012 Kur’an Kinatı Okuyor
    • 26 Ekim 2012 Bayramın Ruhu
    • 6 Ekim 2012 İttihad-ı İslam Nedir?
    • 25 Eylül 2012 Allah Dinini Facir Eliyle De Kuvvetlendirir
    • 8 Eylül 2012 Kainat Merhametle Başlar
    • 22 Ağustos 2012 Bu Bayramda Vicdanımız Rahat mıydı?
    • 27 Temmuz 2012 Ramazan Bereket Sofrasıdır
    • 30 Haziran 2012 Susmak mı Karşı Durmak mı?

    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,663 µs