''TÜRK'' KELİMESİNİN TÖRELİ ANLAMI
16 Nisan 2014 23:48 tsi
Çare budur. Çare Atatürk beklemek değil, Atatürk olmaktır.
"Türk" kelimesinin "Töreli" anlamı
Bilge Kağan atamız, 735 yılında, Orhun Kitabelerinde Türk devletinin ve milletinin nasıl bölündüğü; hatta yıkıldığı ile ilgili olarak şöyle der:
"Türk beyleri Türk adını bıraktı. Çinli beyler Çin adını tutup, Çin kağanına itaat etmiş. Elli yıl, işi gücü vermiş. Doğuda gün doğusunda Bökli Kağan'a kadar ordu sevk edivermiş. Batıda Demir Kapı'ya kadar ordu sevk edivermiş. Çin kağanına ilini, töresini alıvermiş."
Türk kelimesinin ikinci anlamı "töreli"dir. Töre ise hem kanunları, nizamları ifade eder, hem de yazılı olmayan âdet, gelenek ve görenekleri. Fakat bugün itibariyle töre kelimesi, gelenek ve görenek toplamının karşılığı anlamına kullanılır olmuş.
Töre, bugün bir millette, anayasa ve kanun gibi yazılı bir metne dayalı olarak yaptırımı olmayan, tamamen bir mutabakat, bir toplumsal sözleşme halinde ortaklaşa olarak kabul edilmiş, benimsenmiş, yerleşmiş, yaygınlaşmış, âdet, gelenek haline gelmiş davranış ve yaşama biçimlerinin, ahlakî kuralların, değerlerin, âdâbın, kurumların tümünü karşılar.
Milletin merkezinde töre, devletin merkezinde ise kanun yatar. Millet töre ile, devlet kanun ile ayakta kalır. Milletin bölünmemesi ve yok olmaması, törenin canlı bir şekilde yaşanmasına, devletin bölünüp yok olmaması da kanunun hakkaniyetli ve adaletli bir şekilde uygulanmasına bağlıdır.
Türk kelimesinin bir manası töre, bir başka manası ise kanundur. Yani "Türk", millet ve devlet birliğinin kuşatıcı kavramsal bir adıdır.
Türk millet ve devletini ayakta tutan temel direklerden biri de Türk töresidir. Türk töresini oluşturan temel değerler, kurumlar, inançlar, törenler, semboller yani millî kültür unsurları unutulursa, uygulanmazsa Türk devlet ve milleti bölünür de, yok da olur.
1839 Tanzimat Fermanı'ndan itibaren Türk töresi kademe kademe yok edilmekte, yerine Batının batıl değerleri, felsefesi, siyaseti, yaşama biçimi, ideolojileri, edebiyatı ve bir bütün olarak kültürü hâkim kılınmaya çalışılmaktadır. Bunun sonunda 1912 Balkan Savaşlarıyla Hristiyan unsurlar, 1914 Birinci Dünya Paylaşım Savaşıyla da İslam unsurları ayrıldı, Osmanlı Türk devleti bölündü ve yıkıldı.
Atatürk ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurduktan sonra Türk Devleti'nin ve milletinin bölünüp yıkılmaması; hatta daha da gelişip yükselmesi için "Türk töresi" kavramını kurumsal planda resmî olarak devletin temeline koydu. Nitekim bu bağlamda Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Halkevleri gibi kurumların asıl amacı, Türk töresini yani millî Türk kültürünü oluşturan bütün zenginliklerimizi ve değerlerimizi araştırıp ortaya çıkarmak, geliştirmek ve milletimizin bütün kesimleri arasında dolaşıma sokarak yaşatmaktı.
Millet ancak, ortak kültürel ya da törel değerlerle millet olur ve ayakta kalıp gelişir. Atatürk, kendi döneminde millî kültür davasının önemini kavramış ve millî kültür kurumlarıyla millî birliği sağlama yolunda önemli adımlar atmıştı.
Ancak Atatürk'ün ölümünden sonra emperyalist Batı vesayetçisi teslimiyetçi, sömürge valisi gibi iş gören taşeron memurlar işbaşına geldiklerinden Türk millî sembol, değer ve kurumları hızla yok edilmektedir. Bunun neticesi olarak Türk millet birliğinin bölünüp parçalanmasına ve zamanla yok olup gidecek bir noktaya doğru gitmektedir.
O halde "Türk devleti ve milleti bölünemez" diye bir irade beyan ediyorsak, yeniden Türk töresini, Türk kültürünü milletimizin bütün fertleri ve toplulukları arasında yaşanan bir değer haline getirmemiz bir zorunluluktur. Çare budur. Çare Atatürk beklemek değil, Atatürk olmaktır.
Prof. Dr. Nurullah Çetin- Yeni Mesaj
Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,12009555/turk-kelimesinin-toreli-anlami/prof-dr-nurullah-cetin
Bu haber 1,077 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle