İnsanlar arasında ölüm hakkındaki
genel kanı, 'yok oluş' veya 'son' dur. Oysaki ölüm, tam aksine, insanın ebedi
hayatının başlangıcıdır. Yok olacak olan, sadece insanın bedenidir, ruhu
sonsuza kadar yaşayacaktır. Bedenimiz sadece bu dünya için yaratılmıştır.
Ahirette yepyeni bir yaratılışla yaratılacağımızı Allah, Kur'an'da
bildirmektedir. Ama imtihanın bir gereği olarak yeryüzü üzerindeki tüm canlılar
ölümlüdür.
Allah dünyanın bağlanılacak bir
yer olmadığını anlamamız için, ölümü yaratmıştır. Her gün ölüm haberlerini
televizyonlardan, radyolardan mutlaka duyarız. Ya da kendimiz birinin ölümüne
şahit olabiliriz. Allah ölümü, bize sürekli hatırlatır, vakti geldiğinde ölümün
bizi de bulacağını ve hesap vermek için Rabbimiz'in huzuruna çıkacağımızı
unutmamamız için. Ama insan dünya hayatıyla, yaşam mücadelesiyle o kadar
meşguldür ki, o an için biraz durup düşünür ama sonra ölümü unutarak, kaldığı
yerden devam eder. Ya da bazı insanlar ölümü akıllarına dahi getirmek
istemezler; konusu açıldığında hemen konuyu değiştirerek, rahatsız olduklarını
belli ederler. Çünkü ölümün bir yok oluş olduğunu düşündükleri için bu, onları
rahatsız eden bir konudur. Halbuki her an, geçen her saniye, ölüm her insana
yaklaşmaktadır. Fakat insan derin bir gaflette olduğu için sanki hiç
ölmeyecekmiş gibi hayatını yaşamaya devam eder.
İnsanları sorgulama (zamanı) yaklaştı,
kendileri ise gaflet içinde yüz çeviriyorlar.(Enbiya Suresi- 1)
Aslında ölümü düşünmek insanı
derinleştirir, Allah korkusunu artırır, bu dünyada bulunma amacını daha iyi
anlamasına vesile olur. Rabbimiz bu dünyayı imtihan için yaratmıştır. Bazı
insanlar "dünyaya bir kere gelinir, bu yüzden hayatı doya doya yaşamak
gerekir" düşüncesiyle ahireti hiç düşünmeden yaşamlarını sürdürmek
isterler. Allah ise, burasının bir imtihan yeri olduğunu, insanları denemek
için dünyayı yarattığını ve asıl hayatımızın ahiret olduğunu Kur'an'da birçok
ayette bildirmiştir.
Bu dünya hayatı, yalnızca bir oyun ve
'(eğlence türünden) tutkulu bir oyalanmadır'. Gerçekten ahiret yurdu ise, asıl
hayat odur. Bir bilselerdi. (Ankebut Suresi, 64)
Allah herkesi kaderinde çeşitli
olaylarla imtihan eder. İnsan bazen "acaba hayatımda hangi olaylar beni
bekliyor" diye düşünür. Fakat ne tür olaylarla karşılaşacağını bilemez.
Hayatı boyunca nasıl imtihanlarla deneneceğini bilemez. Ama kesin olan bir
gerçek vardır ki, her insan bir gün öleceğini bilir. Ölüm, bu kadar net bir
gerçek olduğu halde, insan ölüm ve ölümden sonraki hayatı için endişe duyacağı
yerde, dünya hayatı için endişeler duyar. Öğrenci ise, acaba sınavı
kazanabilecek miyim", borcu ya da alacağı varsa "acaba borcumu
ödeyebilecek miyim ya da paramı tahsil edebilecek miyim", "acaba
istediğim kişiyle evlenebilecek miyim, acaba zengin olabilecek miyim, istediğim
işte çalışabilecek miyim..." Bu tarz soru ve düşüncelerle hayatını
geçirir. Elbette bu konular insanın hayatını devam ettirebilmesi için düşünmesi
gereken konulardır. Ama insanın sadece bu dünyadaki hayatını düşünerek yaşamını
sürmesi çok yanlıştır.
Bediüzzaman Said Nursi de bu
konuyu çok güzel bir izahla özetlemiştir. "Bu
ömürden sonra sırf ahireti düşünmek lazım. Dünya seni terk etmeden evvel, sen
dünyayı terk et. Zekatü'l - ömrü ömr-ü Sani yolunda sarf eyle."
(Divan-ı Harb-i Örfi) Yani insan, tüm hayatı boyunca ahiretini düşünerek yaşamalıdır.
Sadece Rabbimiz'in hoşnutluğunu düşünerek, ömrünü Allah yolunda sarfetmelidir.
Karşımıza çıkabilecek muhtemel olaylar için hazırlık yaptığımız gibi, ölüm ve
sonrasındaki sonsuz hayatımız için de hazırlık yapmalıyız. Sorgulanacağımız
Kur'an'ı Kerim' i gereği gibi okuyup. Rabbimiz'in sınırlarını gözetmeliyiz.
Zaten tüm hayatını ahiretini düşünerek, Allah rızası için yaşayan bir insan
dünyada huzur ve mutluluk bulur.
Artık iman edip salih amellerde bulunanlara
gelince; Rableri onları Kendi rahmetine sokar. İşte apaçık olan 'büyük mutluluk
ve kurtuluş' budur. (Casiye Suresi, 30)
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle