İnsanın nefsini terbiye etmek
için, başvuracağı tek kaynak Kur'an'ı Kerim'dir. Bizi tek bir nefisten yaratan
Yüce Rabbimiz, elbette bizi başıboş da bırakmamıştır. O, sizi tek bir nefisten yaratandır. (Sizin için) Bir karar (kalış) ve
emanet (olarak konuluş) yeri vardır. Kavrayabilen bir topluluk için ayetleri
birer birer açıkladık. (En'am Suresi, 98) Eğer insan, gerçekten başıboş
bırakılsaydı, doğru ile yanlışın kıyasını yapamasaydı, dünya çok korkunç bir yer
olurdu. İnsan sadece Allah sevgisiyle ve Allah korkusuyla fıtratına uygun
yaşayabilir. Ama Rabbimiz imtihanın bir gereği olarak şeytanı ve onun kölesi
olan nefsi yaratmıştır. Buradaki amaç samimi olanlarla samimi olmayanları
birbirinden ayırmaktır. Allah'tan korkan samimi bir müminin yapması gereken
ise, nefsini bu dünyada terbiye etmektir ki, ahirette nefsinin arzuladığı her
şeye kavuşabilsin. "... orada
nefislerin arzu ettiği ve gözlerin lezzet (zevk) aldığı herşey var. Ve siz
orada süresiz kalacaksınız." (Zuhruf Suresi, 71)"
Yüce Allah, yarattığı kullarını
çok iyi tanımaktadır. İnsanların zaaflarını, korkularını, sınır tanımayan
isteklerini, yapabileceği kötülükleri kişinin kendisinden daha iyi bilmektedir.
Yüce Rabbimiz bizde olanı bilir, ama biz bilemeyiz. Allah ayette insanın bencil
ve haris olduğundan açıkça bahsetmektedir. "Gerçekten,
insan, 'bencil ve haris' olarak yaratıldı. (Mearic Suresi, 19) Şeytan ve
nefis konusunda insanın sürekli teyakkuz halinde olması gerekir. Çünkü
Rabbimiz'in de belirttiği gibi şeytan, bizim en büyük düşmanımızdır.
Dolayısıyla nefsimiz de sürekli mücadele etmemiz hatta hayatımız boyunca
mücadele etmemiz gereken bir düşmandır.
Nefis, enaniyeti, övünmeyi sever,
dünyevi istek ve arzuları sınırsızdır, hırslıdır; insanın samimiyetini ve
ihlasını kırmaya çalışır, vicdanını dinlemesini istemez, sürekli övülmek ister.
Nefsin sahip olduğu bu özellikler şeytanın kullandığı yöntemlerdir. Şeytan da,
Rabbimiz'e karşı çıkmıştır, Hz. Adem'e secde etmeyi kabul etmemiştir, kendisini
Hz. Adem'den daha üstün görmüştür.
(Allah) Dedi: "Sana emrettiğimde, seni
secde etmekten alıkoyan neydi?" (İblis) Dedi ki: "Ben ondan
hayırlıyım; beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın." (Araf
Suresi, 12)
Sonuç olarak şeytan, Allah
tarafından kovulmuş ve kınanmıştır, kıyamete kadar kendisine süre tanınmıştır.
Tanınan bu süre bizim için de çok önemlidir. Şeytan bu süreyi, kendine yandaş
edinip, birçok insanı cehenneme sürüklemek için kullanacaktır. Müminlerin de bu
süreyi, şeytanın esiri olan nefsini arındırmak için kullanması gerekir. Çünkü
en büyük düşmanı, insanın kendi içindedir.
Kullarına karşı sonsuz merhametli
olan Yüce Rabbimiz, nefsin nasıl yenilebileceğini Kur'an'da açıklamıştır.
Mesela insanın nefsini kınaması en etkili yöntemlerden biridir. Nefis,
gururundan dolayı eleştirilmekten hiç hoşlanmaz, kendine benlik vermeyi sever.
Bu yüzden insan, yaptığı bir hatadan dolayı pişmanlık duyup, bu hatasını itiraf
edip, Allah'tan bağışlanma dilerse nefsine en büyük acıyı yaşatmış olur. Ama
aynı zamanda vicdanının sesini dinleyip, Allah'ın hoşnutluğunu kazandığı için
de tarif edilemez bir huzur duyar. Hz. Yusuf (a.s)' da nefsini temize
çıkarmaktan Allah'a sığınmıştır.
(Yine de) Ben nefsimi temize çıkaramam.
Çünkü gerçekten nefis, -Rabbimin kendisini esirgediği dışında- var gücüyle
kötülüğü emredendir
(Yusuf Suresi, 53)
Bediüzzaman Hazretleri'de, nefsini eleştirip
kusurunu itiraf edenin şeytanın şerrrinden kurtulabileceğini Risale-i Nur'da
şöyle izah etmiştir . "Nefsini ittiham eden, kusurunu görür. Kusurunu
itiraf eden, istiğfar eder. İstiğfar eden, istiâze eder. İstiâze eden, şeytanın
şerrinden kurtulur. 3 Kusurunu görmemek, o kusurdan daha büyük bir
kusurdur. Ve kusurunu itiraf etmemek, büyük bir noksanlıktır. Ve kusurunu
görse, o kusur kusurluktan çıkar. İtiraf etse, affa müstehak olur."( Lem'alar, On Üçüncü Lem'a)
Nefis, insanı hatasız olduğuna
inandırarak vicdanın sesini bastırmaya çalışır. Bu yüzden yukarıda bahsettiğim
süreyi, Allah'la sürekli derin bir bağlantı halinde olarak, Allah'a sürekli dua
ederek, Allah'a çok yakın olarak ve Kur'an' Kerim'i kendine rehber edinerek
yaşamamız gerekir. Aksi takdirde şeytanın cehenneme sürükleyeceği gruptan
oluruz. İşte bu (Kur'an) uyarılıp
korkutulsunlar, gerçekten O'nun yalnızca bir tek İlah olduğunu bilsinler ve
temiz akıl sahipleri iyice öğüt alıp düşünsünler diye bir bildirip-duyurma (bir
belağ)dır. (İbrahim Suresi, 52)
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle