Tarih boyunca Müslüman topluluklar, imtihanın bir gereği
olarak, inkar edenler tarafından çeşitli haksızlıklara, zulümlere, iftiralara,
işkencelere maruz kalmışlardır. Müminlerin yaşadıkları bu zorluklar zahiren çok
zor gibi görünse de, Allah her zaman inkar edenlere karşı, müminleri yardımıyla
desteklemiştir. Nisa Suresi'nin 141. ayetinde de bildirildiği üzere "...Allah, kafirlere müminlerin
aleyhinde kesinlikle yol vermez." Allah'ın her dönemde uyarıcı olarak gönderdiği
elçiler de, kafirlerin kendilerine karşı kurdukları sinsi tuzaklarla,
iftiralarla mücadele etmek zorunda kalmışlardır. Kur'an'ı Kerim'de anlatılan
kıssalarda Peygamberlerimizin kafirlere karşı olan mücadelelerine şahit oluruz.
Kafirlerin elçilere ve beraberindeki Müslümanlara karşı hep bir tuzak kurma
fikri içinde olduklarını açıkça görürüz.
Mesela Hz. İbrahim, güzel ahlakıyla, akılcılığıyla müminlere
örnek olan ve Cenab-ı Allah'ın, kendisini
dost edindiği bir elçimizdir. Uyarıcı olarak gönderildiği kavim, kendi elleriyle yaptıkları bir takım putlara
tapıyorlardı. Hz. İbrahim onlara taptıkları putların, kendilerine bir yararı ya
da zararı olamayacağını, tek İlah'ın Allah olduğunu tebliğ etmiştir. Fakat
Allah'ın yoluna davet etmesinin karşılığında, ölümle tehdit edilerek ateşte yakılmak
istenmiştir.
İbrahim de; hani kavmine demişti
ki: "Allah'a kulluk edin ve O'ndan sakının, eğer bilirseniz bu sizin için
daha hayırlıdır." (Ankebut
Suresi, 16)
"Eğer yalanlarsanız, sizden
önceki ümmetler de (elçilerin çağrısını) yalanlamışlardır. Elçiye düşen ise,
yalnızca açık bir tebliğdir." (Ankebut
Suresi, 18)
Bunun üzerine kavminin
(İbrahim'e) cevabı yalnızca: "Onu öldürün ya da yakın" demek oldu.
Böylece Allah onu ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda, iman eden bir kavim için
ayetler vardır. (Ankebut
Suresi, 24)
Hz. İbrahim
ise, inkar edenlerin bu tutumları karşısında, Allah'a olan tevekkülünden ve
Allah' a olan güveninden asla ödün vermemiştir. (İbrahim) Dedi ki: "Şüphesiz ben, Rabbime gidiciyim; O, beni
hidayete erdirecektir." (Saffat Suresi, 99)
Aynı şekilde Hz. Musa
ve Hz. Harun da, uyarıcı olarak gönderildiği Firavun'a göklerde ve yerde
bulunan her şeyin tek ilahının Allah olduğunu tebliğ ettiklerinde Firavun,
ilahlık iddiasında bulunarak Hz. Musa'yı ve kardeşi Hz. Harun'u ölümle tehdit
etmiştir.
Firavun dedi
ki: "Alemlerin Rabbi nedir?" Dedi ki: "Göklerin, yerin ve bu
ikisi arasında olan herşeyin Rabbidir. Eğer 'kesin bilgiyle inanıyorsanız'
(böyledir)." Çevresindekilere dedi ki: "İşitiyor musunuz?"
(Musa:) Dedi ki: "O sizin de Rabbiniz, geçmişteki atalarınızın da
Rabbidir."(Şuara Suresi, 23-26)
(Firavun) dedi ki:
"Andolsun, benim dışımda bir ilah edinecek olursan, seni mutlaka hapse
atacağım." (Musa) Dedi ki: "Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da
mı?" (Şuara Suresi, 29-30)
"... Bırakın beni, Musa'yı
öldüreyim de o (gitsin) Rabbine yalvarıp-yakarsın. Çünkü ben, sizin dininizi
değiştirmesinden ya da yeryüzünde fesat çıkarmasından korkuyorum." (Mümin
Suresi, 26)
Hz. Musa da, bu ölüm
tehdidi karşısında, Allah'a olan güveninde kararlılık göstermiş ve kavmine,
Allah'a güvenmelerini öğütlemiştir.
" Musa kavmine: "Allah'tan yardım dileyin
ve sabredin. Gerçek şu ki, arz Allah'ındır; ona kullarından dilediğini mirasçı
kılar. En güzel sonuç muttakiler içindir." dedi... ( Araf Suresi- 129
)"
Bir süre sonra Allah,
Hz. Musa'ya, iman edenlerle birlikte Firavun ve kavminden ayrılarak yola
çıkmalarını emretmiş, Hz. Musa ve müminler yola çıktıklarında Firavun ve ordusu
da onları yakalamak için izlemeye başlamıştır. Hz. Musa ve yanındakiler deniz
kenarına geldiklerinde, Firavun ve ordusu da onlara yetişmişler ve tam kaçamayacaklarını
düşünürlerken, Hz. Musa tevekkülüyle yanındakilere yine örnek olmuştur. (Musa:) "Hayır" dedi.
"Şüphesiz Rabbim, benimle beraberdir; bana yol gösterecektir." (Şuara
Suresi, 62) Allah, Hz. Musa'ya asasıyla denize vurmasını emretmiş, Hz. Musa'nın,
asasıyla denize vurmasıyla denizde iman edenlerin karşıya geçmesi için bir yol
açılmıştır. Firavun ve ordusu o yoldan geçmek isterlerken, sular altında
kalarak boğulmuşlardır. Biz, İsrailoğulları'nı denizden geçirdik;
Firavun ve askerleri azgınlıkla ve düşmanlıkla peşlerine düştü. Sular onu
boğacak düzeye erişince (Firavun): "İsrailoğulları'nın kendisine inandığı
(İlahtan) başka İlah olmadığına inandım ve ben de Müslümanlardanım" dedi.
(Yunus Suresi, 90)
Kur'an-ı
Kerim'de anlatılan diğer kıssalarda da, müminlerin Allah'ın yardımıyla
desteklendikleri ve kurtuluşa erdikleri anlatılmaktadır. Allah, müminlere
kurulan tuzakları her zaman bozguna uğratmıştır. Çünkü Allah her şeyden haberi
olandır. Kurulan her tuzağı en ince ayrıntısına kadar bilir. En güzeli de,
Cenab-ı Allahın, ayetinde kafirlerin kurdukları tuzaklarını boşa çıkardığını
ve Kendi katında onlara hazırlanmış bir düzenin olduğunu haber vermesidir.
Gerçekten Allah,
kafirlerin hileli düzenlerini boşa çıkarıcıdır. (Enfal Suresi, 18)
Gerçek şu ki, onlar
hileli-düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak
da olsa, Allah katında onlara hazırlanmış düzen (kötü bir karşılık) vardır.
(İbrahim Suresi, 46)
Hiç şüphesiz Yüce Rabbimiz, sabreden, tevekkül eden, her
durumda Allah'a olan güveninde kararlılık gösteren kullarını hem dünyada hem
ahirette üstün kılacaktır. Galip gelecek olanlar, inananlar olacaktır. Bu
Allah'ın vadidir.
Kim Allah'ı, Resulü'nü
ve iman edenleri dost (veli) edinirse, hiç şüphe yok, galip gelecek olanlar,
Allah'ın taraftarlarıdır. (Maide Suresi,
56)
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle